MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Söğüt Belediyesi'nde konuştu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi tartışmalarına değinen Bahçeli, "Yeni hükümet sistemine yönelik yıpratma taktikleri beyhude bir gayrettir" ifadesini kullandı. 

Bahçeli, " Vaatlerimizi hiçbir zaman unutmayacağız Hedeflerimizin gerisine düşmeyeceğiz Cumhur İttifakı’nın başarısı için mücadele edeceğiz. Söğüt için gövdemizi taşın altına koyacağız. Ne demişsek yapacağız, neyi söylemişsek başaracağız. Neyin sözünü vermişsek yerine getireceğiz. Türk milleti, 31 Mart seçimlerinde bizlere güvenini göstermiştir. Cumhur İttifakı’na verdiği değeri ispatlamıştır. 31 Mart’tan ülkemiz güçlenerek çıkmıştır. Türk milleti dünyaya demokrasi dersi vermiştir. 31 Mart seçimlerinde 1’i büyükşehir, 10’u il, 133’ü ilçe, 89’u belde olmak üzere toplam 233 belediye başkanlığının yönetimi milletimizin desteğiyle partimize geçmiştir. Cumhur İttifakı ülke genelinde müstesna bir başarıya ulaşmıştır" dedi. 

31 Mart seçimleri ile 2023 hedeflerinin önünün açıldığını söyleyen Bahçeli, " 2053 ve 2071 hedefleri teyit edilerek desteklenmiştir. Milli bekamız pekişmiştir. Milli birlik ve dayanışma ruhu perçinlenmiştir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmen uygulamada olduğu bir dönemde Cumhur İttifakı’nın oy oranı ve belediye sayısı itibariyle öne çıkması ülkemiz adına memnuniyet vericidir." diye konuştu. 

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin tartışmalara da değinen Bahçeli, "15 Temmuz sonrası yeni bir hükümet sistemiyle ilgili doğan zorunlu arayışlar çok değerli ve saygın bir mutabakatla sonuçlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin takdir ve tasdikiyle yönetim hayatımıza girmiş, ülkemiz Cumhuriyet dönemindeki üçüncü evresine geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Söğütlü kardeşlerimin geleceğidir, Türkiye’nin huzur anahtarı, istikrar adası, güvenlik zırhıdır. Bu yeni sistemde belirsizliklere yer yoktur, istikrarsızlıklara fırsat yoktur, çift başlılığa müsaade yoktur, hükümet bunalımlarına geçit yoktur" ifadesini kullandı. 

Bahçeli,  Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini hedef alarak değişmesini, yeni bir referandumla eski sisteme dönülmesini isteyenler bir defa samimi ve dürüst olmadıklarını savundu. 

Bahçeli, "CHP Genel Başkanı, en güzel başkanlık sistemi Amerika’da var, oturalım konuşalım diyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni tartışalım istiyor, surda gedik açmayı planlıyor. Türkiye sistem tartışmalarını sonlandırmıştır. Bu sayfa uzlaşmayla kapanmıştır. CHP’nin Amerika hayranlığı esir düşmüş bir siyasetin numunesi, çok tehlikeli bir zihniyetin ürünüdür. Bunların ne duruşu milli, ne bakışı yerli, ne de teşhisleri isabetlidir. Aşağılık kompleksinin pençesine düşen CHP’nin Türkiye’yi yabancı ülkelerin gözüyle değerlendirmesi yıkım ve yozlaşmadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu toprakların tarihsel kazanımına, bu milletin soylu vasıflarına, Türk-İslam kültür ve müktesebatına uygundur, uyumludur. CHP’nin taşeron ve hacizli siyaseti alenileşmiştir" dedi. 

Bahçeli konuşmasını şöyle devam ettirdi:

"Başta CHP’li yöneticiler olmak üzere, kabahat ve kusurlarını yeni hükümet sistemine yüklemeye teşebbüs edenler Türkiye’nin istikbalinden ziyade kendi ikballerinin derdine düşen kimliksizlerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhurla Cumhuriyeti kucaklaştırmıştır. Cumhur var, Cumhuriyet yok diyen siyasi garabetlerin aslında ahlak erozyonuna uğradıkları, aidiyet sancısı çektikleri, şahsiyet depremi yaşadıkları kesindir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; iradeyle istikrarı buluşturmuş, icraat ile sürati kaynaştırmış, hukuk ile demokrasiyi kuvvetlendirmiş, beka ile beraberliği uyarmış, tarihle coğrafyayı uyandırmıştır.

Güçlü Türkiye, güçlü Meclis, güçlü yargı, güçlü yürütme somutlaşmıştır. Yeni hükümet sistemine yönelik yıpratma taktikleri beyhude bir gayrettir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin güçlenmesi maksadıyla, eğer aksayan tarafları tespit edilmişse ve bu aksaklıkların düzeltilme ihtiyacı doğarsa elbette bunun gereği de yapılacaktır.

Yapıcı tekliflere, samimi düşünce ve değerlendirmelere duyarsız kalmak sorumluluk ruhuyla bağdaşmayacaktır. Amaç yeni hükümet sisteminin yerleşmesini, devlet ve toplum hayatına iyice kök salmasını temin etmek olmalıdır.

Türkiye 16 Nisan 2017’da büyük bir yönetim reformunu demokratik ve hukuki vasıtalarla hayata geçirmiştir. Bu reformu kirletme ve kötü gösterme niyetleri asla doğru değildir.

Milletin evet dediği bir yönetim sistemini karalamak, hatta günahkâr göstermek bizatihi millete hakaret ve hıyanettir. Geldiğimiz bugünkü aşamada, devlet çarkı emniyetle dönmektedir.

Türkiye boğuştuğu sorunları aşacak güçtedir. İç ve dış odakların ülkemize yönelik kumpasları tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi bir kez daha püskürtülecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin ümididir. Kurucu ruha, kuruluş ve kurtuluş şuuruna tamamıyla uygundur.

Tehditler artık işlemeyecektir. Tehlikeler mutlaka bertaraf edilecektir. Bir ve beraber olursak hiçbir karanlık ve kötü emel sahibi şirret emellerine muvaffak olamayacaktır. Yüreklerimiz toplu vurursa, zalimler imanla yükselen surumuzu aşamazlar. El birliği yaparsak, güç birliğiyle hareket edersek Türkiye’nin önünde hiçbir hain duramaz.

Cumhur İttifakı Ötüken’den Söğüt’e dalga dalga büyüyen muzaffer ahlaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kökü mazide olan parlak bir atidir. CHP’nin tezviratları boştur, ademe mahkumdur.

İplikçilerin ve siyasi bölücülerin çürük tezleri boşunadır, alçalmaya mecburdur. Bunlar ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye’nin 2023 azmine taş koyamayacaklar. Söğüt misyonuyla geleceğinin vizyonunu çizen Türk milletinin yürüyüşünü durduramayacaklar.

İnandık, başaracağız. İman ettik, bekamızı koruyacağız.İddialıyız, badireleri ve belaları teker teker alt edeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak yönetimimizde bulunan belediyelerde yapacak çok işimiz vardır. Zaman kaybına tahammülümüz olamayacaktır. Bize göre, belediye demek umuda aralanan kapı, ufuk ötesine açılan kavrayış demektir. Belediye demek, hakka hürmet, halka hizmet, hakikate sadakat demektir.

Belediye demek, akıl, ahlak ve adalet üçgeninde kul hakkını gözeten, emanete vefa gösteren, erdemli yönetime gövdesini yerleştiren adanmışlık ve inanmışlık demektir. Belediye yönetimlerini üstlendiğimiz hiçbir vatan köşesinde, kalp kırmayacağız, hiç kimseyi incitmeyeceğiz, kutuplaşmaya izin vermeyeceğiz. Hoca Ahmet Yesevi ne güzel de buyurmuş: “Kalp kırmak, Allah-ü Teala’yı incitmek demektir.”

Nitekim bu hususta hem titiz, hem de vicdani teyakkuz halinde olacağız. Ben değil, biz diyeceğiz. Ama biz içindeki sayısız beni görmezden gelmeyeceğiz. İnsanımızın ümitlerine dokunacağız, herkese samimiyet ve şefkat göstereceğiz. Belediye Başkanlarımız güçlerini koltuklarından değil, kalplerinden, kafalarından ve karakterlerinin asil vasıflarından alacaklar.

Makam tutkusuna kapılıp kişilik ve kimlik ölçülerinden kopmayacaklar. Mert olacaklar, namerde eyvallah etmeyecekler. Hukukun çizgisinden, helalin yolundan asla savrulmayacaklar.

Millet sevdasından bir an olsun ayrılmayacaklar. Çalışmaktan gocunmayacaklar.

Üretmekten, üretken belediyeciliğimizi anlatmaktan yorulmayacaklar. İtidalli olacaklar. Önce tedbir, sonra tevekkül diyecekler. Sağduyulu hareket edecekler. Sabır gösterecekler. Meselelere stratejik bakacaklar. Sükûneti gözetecekler. Bir söylüyorlarsa bin düşünecekler.

Bir selamın bin hatır edeceğini bilecekler. Dinleyecekler, dinlediklerini hissedecekler, hissettiklerini tatbik edecekler. Zamanın dar kalıplarına sığmayacaklar, mesai saatlerine sıkışıp kalmayacaklar. Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasi sorumluluğu altındaki belediyelerde bahane değil iş üretilir.

Gelişmeler karşısında bana ne değil, bize ne düşer denilir. Varsın birileri dedikodu yapsın, Cumhur İttifakı ve Milliyetçi Hareket Partisi işine bakacak, önüne bakacaktır.

Meşhur ve merhum İslam düşünürü İbn-i Haldun veciz bir şekilde demişti ki: “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.”

Geçmişimiz şereflidir, geleceğimizin teminatıdır. Gelecek geçmişimizin istikametinde tecelli edecektir.

Hamdolsun dünümüz temiz, yarınımız emindir. Buna layık olmak, bunun gereğini yapmak ana görevimizdir. Belediye haksız kazanç kapısı, ulufe dağıtım kaynağı değildir.

Belediye; partizanlık, yandaşlık, yağcılık, yardakçılık, dar kadroculuk, beleşçilik, bencillik, beş yıllık saltanat, devletin malı deniz demek hiç değildir."