Vatan ve Millet anlayışından uzak, Dini hassasiyetlerimizle alay edildiği, hırsızlığın, yolsuzluğun pirim yaptığı, Asker, polis ve vatandaşlarımızı şehit eden katil sürüleri ve onların uzantıları ile aynı masada oturulduğu, vatan topraklarının parsel parsel satıldığı kime ve nasıl hizmet ettikleri belli olmayanlar tarafından idare edildiğimiz bu karanlık günlerde, milli birlik ve beraberliğimizin tehdit altında olduğu, millet ve milliyetçiliğin değersizleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’nü kutluyoruz.

 

Türk milliyetçileri, yaşadıkları her devirde, bulundukları her zeminde, baskıya, zulme ve haksızlığa boyun eğmemişlerdir.

 

Türk milliyetçileri, dağılmanın ve parçalanmanın karşısındaki emniyet, gerilemenin ve küçülmenin önündeki bariyer olarak hep bir adım önde olmuş, hep bir umut adası olarak var olmuşlardır.

 

Milli menfaatlerin ön planda tutulması, milli tez ve tercihlerin belirleyici olması, millet ve vatan değerlerinin korunması için Türk milliyetçileri üzerlerine ne düşüyorsa yapmışlardır. Yapmaya da devam edeceklerdir.

 

Bu sebepledir ki; bozuk, saplantılı, çarpık ve milli nitelikten yoksun yönetim anlayışları Türk milliyetçiliğine ve mensuplarına zorluk çıkarmışlar, eziyet çektirmişler ve boyunduruk altına almak için her yolu denemişlerdir. 3 Mayıs 1944 olaylarıyla başlayan süreç bunun en net göstergesidir.

 

Hürmet ve rahmetle andığımız Merhum Hüseyin Nihal Atsız Bey’in haklı ve masum olduğu bir konuyla ilgili yargılanması amacıyla Ankara’ya gelişi 3 Mayıs olaylarını başlatmış ve yaşananlar milliyetçilik tarihinin dönüm noktalarından birisi olmuştur.

 

‘’Mesele vatan olunca gerisi teferruat’’ diyen Ülkücüler nelerin göze alınacağını 3 Mayıs 1944 ve sonrasında bedeller ödeyerek göstermişler, bu uğurda bedel ödemeye her zaman hazır olduklarını ilan etmişlerdir.

 

Çünkü onlar milliyetçiliğin, milletin karakteri olduğunu iyi bilmişler, milli çıkarları her şeyin üstünde görmüşlerdir.

 

Türk milliyetçiliğinin ayaklar altına alınmaya cüret edildiği bu karanlık yılların telafisi için mutlaka geçmişin mücadelelerinden ders alınmalıdır.

 

Bu düşüncelerle, Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey başta olmak üzere, 3 Mayıs 1944’ün aramızdan ayrılan tüm kahramanlarını minnetle anıyor, Cenab-ı Allah’tan hepsine rahmet diliyorum.

 

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !!!

 

Saygılarımla

MHP Dulkadiroğlu İlçe Başkanı

Mustafa AKPINAR