AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından veto edilen termik santrallere filtre takılmasını erteleyen düzenlemeyle ilgili CNN TÜRK'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında açıklamalarda bulundu. Ünal, yasanın Meclis'ten geçişi ile başlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veto etmesi ile sona eren süreci anlattı.

Ünal, yasanın Meclis'ten geçişi ile başlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veto etmesi ile sona eren süreci anlatırken "Ben burada bir süreç görüyorum. Bu konuda önemli olan şey hukuki yolların kullanılmasıdır. Yani TBMM’de bir torba yasa içerisinde 50. madde olarak geldi. Münhasır bir yasa olarak gelmedi. Torba yasasının içinde geldi. Nasıl ki orada yasalaşması bir hukuki süreçse aynı şekilde Cumhurbaşkanımızın da yaklaşık 1 hafta sonra veto etmesi yine bir hukuki yol ve süreçtir. Dolayısıyla bu ikisi arasında ben bir çelişki görmüyorum." ifadelerinde bulundu. 

Seçim bölgesi olan Kahramanmaraş'ta Afşin-Elbistan Termik Santrali olduğunu ve bu santralin çevreye verdiği zararla hep ilgilendiğini dile getiren Ünal, şöyle devam etti:

"Sırtınızda eğer yumurta küfesi yoksa bir şekilde konuşursunuz ama bir tarafta kaçınılmaz olarak Türkiye'nin elektrik üretimi, istihdamdan kaynaklanan sorunlar var. 1997'de Afşin-Elbistan Termik Santralinin özelleştirilmesi ile 39 vatandaşın işsiz kalması sorunu ile uğraşıyorsak 2 bin 500 kişi aileleri ile yaklaşık 10 bin kişiyi etkileyen bir durum ortaya çıktığında ne yaparız? Bunu düşünmemiz gerekiyor. Bir taraftan da çevre sorunları var. Kül ve duman filtresinin yapılmamasından kaynaklana çevre sorunları var. Burada sizin siyasiler olarak çözüm ve orta yol bulmanız gerekiyor."

Yasa TBMM'den geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tekrar bilgilendirme yaptıklarını aktaran Ünal, "Kendi bölgesinde termik santral olan milletvekilleri olarak bu sorunları kendisiyle paylaştık. Siyasi partiler doğal olarak siz bir konuya karşı çıksanız bile kendi kurullarınızda bir konuyu konuşursunuz sonra ortak bir karar alınır. Ortak karar hepinizin kararı olur. Sizin bu kararla ilgili muhalefet şerhiniz o kararla ilgili bir sonuç doğurmayabilir. Nihayetinde bu TBMM'den geçti. TBMM'den geçtikten sonraki süreçte bizim önümüzde hukuki bir yol olarak Cumhurbaşkanımızın anayasal bir hak olarak veto hakkını kullanması. Bizim bu hukuki yolu kullanmak için girişimlerde bulunmamız ve Cumhurbaşkanımızı tekrar tekrar bilgilendirmemiz son derece doğal değil mi?" ifadesini kullandı.

Ahmet Hakan'ın, "Siz bu yasayla baştan beri mutabık değildiniz" ifadesi üzerine Ünal, "Partilerde karar çoğu zaman oy birliği ile değil oy çokluğu ile çıkar. Kişisel olarak tabii ki bu konuda mutabık değildik. Bunu Cumhurbaşkanımızla da paylaştık." dedi.

"Siyaset, toplumsal talep ve tepkileri dikkate alma işidir." diyen Ünal, şunları kaydetti:

"Parti olarak verdiğimiz bu kararın ardından arada 1 haftalık süre var. Bu 1 haftalık zamanda özellikle bölgelerden gelen tepkiler, insanların tepkileri doğal olarak bu hassasiyetlerin dikkate alınması sonucunu doğurmuştur ve ben burada herhangi bir çelişki görmüyorum. Siz karar mercisisiniz. Asla gözardı edemeyeceğiniz insan sağlığı ile ilgili, çevreyle ilgili bölgedeki endemik bitkiden su kaynaklarına kadar burada da başka bir sorun alanı var. İki sorun alanının ortasında bir karar veriyorsunuz. Kararı verdikten bir haftalık sonraki süreçte bakıyorsunuz ki bu durumla ilgili sizin kaygınızı haklı çıkaran başka durumlar ortaya çıkıyor. Siz bu defa Anayasa'nın size tanıdığı bir hakkı, hukuki yolu tercih etme yolunu seçiyorsunuz. Ben burada açıkça bir çelişki görmüyorum ve ben de diğer milletvekili arkadaşlarımla beraber bu konuya karşı çıkan birisi olarak da sevincimi paylaşıyorum. Çünkü zaten başından beri bu sonucu almak istiyorduk ama kamuoyu işin arka planını bilmiyordu. Şimdi ben diğer taraftan da kara kara seçim bölgemde 2 bin 500 kişi işsiz kaldığı zaman ne yapacağım?"

Mahir Ünal, muhalefet partilerini bu konuda yıkıcı değil yapıcı bir siyaset yapmaya davet etti.