Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesine bağlı Beyköy köyünde 1878 yılında bulunan ve cami temeline inşaat malzemesi yapılan kireç taşına Luvi dilinde yazılan tabletin bulunması için keşif çalışması yapıldı. 

Beyköy’de 1878 yılında bulunan taş bir yazıtın Akdeniz arkeolojisinin en büyük gizemlerinden birine ışık tutması bekleniyor. Tabletteki yazıları Fransız arkeolog George Perrot yazıları bir kağıda kopyaladıktan sonra köylüler yazıtı bir caminin temelinde inşaat malzemesi olarak kullanmıştı. 

Yazıtın kopyası İngiliz tarihçisi James Melaart'ın evinde 2012 yılında bulundu. 3 bin 200 yıl önce taş yazıta kazınan hiyelogrif yazılarının çözülmesi başarıldı. Tabletteki yazıların deşifre edilmesiyle Akdeniz arkeolojisinin en büyük gizemlerinden biri böylece çözülmüş oldu.

Basında yer alan haberler üzerine İhsaniye Kaymakamı Alper Taş ve afyonkarahisar Arkeoloji Müze Müdürü Mevlüt Üyümez bölgeye gelerek keşif çalışması yaptı. 

Camiye giderek incelemelerde bulunan Kaymakam Taş bölgede çalışma başlatılacağını kaydederek, “Çok önemli bir arkeolojik keşif yapıldığı haberini aldık. Bunun üzerine Beyköy’e geldik. Buna göre tarihte efsanevi deniz insanları olarak bilinen çok kadim bir medeniyete ait tabletin burada bulunduğu ortaya çıktı. Bununla alakalı bir keşif çalışması yaptık. Köy sakinlerinden de öğrendiğimiz kadarı ile bahsedilen tabletin caminin yapımında kullanıldığı belirtiliyor. Bununla ilgili bizde gözlem çalışmalarını yapıyoruz. Bura ile ilgili çalışmalar yapılabilir diye düşünüyorum. Özellikle üniversite ve Müze Müdürlüğü ile birlikte çalışmaların yapılabileceğini düşünüyoruz” dedi.

“Araştırmalar devam edecek”
Tabletteki yazıların deşifre edilmesinin kendileri fazlası ile heyecanlandırdığını ve büyük ilgi uyandırdığını dile getiren Üyümez ise bölgede daha detaylı bir çalışma başlatılabileceğini kaydederek şunları söyledi:

“Basında çıkan haberler üzerine konu ile ilgili araştırma yapmak üzere buraya geldik. Yazıya konu olan ilgili taşın köydeki camide kullanılmış olabileceği ihtimali ile bu bölgede bir araştırma yaptık. Burada yapılan çalışmalarda 1980-81 yıllarında Hatice Connet adlı bir araştırmacının bu taşın, yazıtın daha doğrusu varlığı ile ilgili bilgi aldığı ve bu bölgede iyi bir araştırma yaptığını biliyoruz. Fakat sonucun ne olduğunu bilmiyoruz ama bu konudaki araştırmalar devam edecek. İnşallah bununla ilgili gelişmeleri eğer gerekirse arkeolojik bilgiler ile destekleyeceğiz. Hakikaten bu yazının çıkması bizleri çok heyecanlandırdı ve ilgi uyandırdı. Bununla ilgili çalışmaları hızlı bir şekilde başlatacağız.”

Kaymakam Taş başkanlığındaki heyet, incelemenin ardından bölgeden ayrıldı.

HALK ŞAŞKIN, NEREDE OLDUĞU BİLİNMİYOR
Konunun ulusal ve uluslararası mecrada haberlere konu olması, durumdan haberdar olmayan köylülerde şaşkınlık yarattı. Köylüler 3 bin 200 yıllık yazıtın, köydeki iki camiden en eski olanın altında olduğunu düşünürken, kendi aralarında konuyu tartışmaya başladı. Köyün en yaşlılarının bile caminin ne zaman yapıldığını bilmemesi, merakı artırdı. Köylüler caminin Kurtuluş Savaşı sırasında yandığını ve yeniden restore edildiğini belirtirken, caminin yıkılıp temelinde kazı çalışması yapılıp yapılmayacağı merakla beklenmeye başladı.

CAMİ ZAMANLA RESTORE EDİLDİ
Köy muhtarı Bahattin Devrim, yazıtın bulunduğu ileri sürülen caminin tarihi bir cami olduğunu, ancak ne zaman yapıldığına dair kimsenin bilgisi olmadığını söyledi. Caminin zamanla restoreler nedeniyle değiştirildiğini aktaran Devrim, "Köyümüzde iki cami var ama en eski camimiz burası. Bize yeni bir cami yapılması halinde bu caminin altında kazı yapılmasında bir sakınca yok" dedi.

TARİHİ BİR ÇEŞME VAR
Yazıtın bulunduğu söylenen caminin dış duvarının yanında üzerinde çeşitli sembollerin yer aldığı ve Çeşme olduğu değerlendirilen kalıntılar ile caminin karşısında üzerinde Farsça ya da Osmanlıca olduğu değerlendirilen yazılar bulunan bir köy çeşmesi de yer alıyor.