Kayınvalideyle aynı çatı altında yaşayan kadın, iddiaya göre kaynananın baskısı ve şiddeti ile kocasının yaşanılanlara kayıtsız kalması sebebiyle boşanma davası açtı. Aile Mahkemesi'nin yolunu tutan kadın, kocasının kendisinden 10 yaş büyük olup ilk evliliğinden yetişkin 3 çocuğu olduğunu söyledi. Eşinin köyünde davalının annesi, davalının ilk eşinden olan 3 çocuğu, kardeşleriyle birlikte oturduklarını belirten davacı kadın, kocasının inşaat işleriyle uğraştığından Ankara'da oturduğu, davacının köyde kalabalık bir ortamda tarla, hayvancılık gibi işlerde çalıştırıldığını öne sürdü. Kocasının kendisini yanına almadığı, kaynanasının iyi davranmadığını, kovduğunu anlatan davacı kadın, kaynanasının kendisini oğluna şikayet edip davalıya dövdürdüğünü dile getirdi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Kararda, "Yapılan yargılama ve toplanan delillerden ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere davalı erkeğin eşini annesi ile birlikte yaşattığı, davalı erkeğin annesinin davacı kadına hakaret etmek ve kovmak şeklindeki davranışlarına sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Davalı kadının isteği dışında uzunca bir süre zor koşullar altında tarım ve hayvancılık işlerinde çalıştırıldığı bu kusurlu davranışların ise aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/2. madde koşulları oluşmuştur. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davacı kadının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin kararının bozulmasına oy birliğiyle karar verildi" denildi.
KAYNAK: İHA