Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara  Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral  Hasan Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile sınır  birliklerinde inceleme ve denetlemelerde bulunmak üzere dün Hatay'a gitti.

Hatay Havalimanı'nda 2. Ordu Komutanı Korgeneral Sinan Yayla ve diğer  yetkililer tarafından karşılanan Akar ve TSK komuta kademesi, buradan Reyhanlı'ya  geçti. Birlikleri denetleyen Akar ve komutanlar, sınırın sıfır noktasında  bölgedeki birliklerin komutanlarıyla bir araya gelerek brifing aldı, talimatlar  verdi.

Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler ve İdlib'de yaşananların da ele  alındığı kritik toplantı sonrasında konuşan Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin,  asil milletinin rahatı, huzuru, güvenliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenliği,  bağımsızlığı ile karada, denizde ve havadaki tüm hak ve menfaatlerinin korunması  için çalıştığını belirtti.

Kendisine verilen tüm görevleri azim ve kararlılıkla yerine getiren  Mehmetçiğin bundan sonra da görevlerini yerine getirmeye devam edeceğini kaydeden  Akar, TSK'nin gerek yurt içi gerekse sınır ötesindeki tüm faaliyetlerinin  yasalara, uluslararası hukuka, BM sözleşmesine, ikili anlaşma ve mutabakatlara  uygun gerçekleştiğini vurguladı.

Akar, "Irak'ın, Suriye'nin kuzeyindeki bizim tek hedefimiz  teröristler, terör örgütleri. Bunlara karşı mücadele yürütüyoruz. Bizim oradaki  etnik ve dini gruplara yönelik ayrım yapmamız söz konusu değil. Araplar, Kürtler,  Aramiler, Keldaniler, Yahudiler, Hristiyanlara karşı bizim herhangi bir tavrımız,  hareketimiz, operasyonumuz kesinlikle söz konusu değildir." diye konuştu.

Bir taraftan hudutları koruduklarını diğer taraftan da Türkiye'nin  sınırlarının güneyinde bir terör koridoruna izin vermemek için çalıştıklarını  bildiren Akar, "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleştirdiğimiz Barış  Pınarı Harekatı'yla söz konusu terör koridoru tamamen parçalanmıştır. Terör  koridoruna müsaade etmeyeceğiz dedik ve etmedik. Diğer taraftan bir barış  koridoru oluşması için de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." ifadesini  kullandı.

Bu süreçte ABD ve Rusya ile yapılan mutabakatlara işaret eden Akar,  "Biz verdiğimiz sözlerin arkasındayız ve bunları titizlikle yerine getirdik. ABD  ve Rusların da verdikleri sözlerin arkasında durmasını, mutabakat muhtırasındaki  sözleri yerine getirmelerini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu. 

Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, son  olarak da Barış Pınarı Harekatı ile kendisine verilen görevleri başarıyla yerine  getirdiğini vurgulayarak, "TSK, yaptığı bu başarılı, örnek operasyonlarla  yaklaşık 8 bin 200 kilometrekare toprağı teröristlerden arındırdı. Buralar  yaşanabilir hale geldi. Şu ana kadar bu bölgelere 600 bin civarında Suriyeli  kardeşimiz dönüş yaptı." dedi.

İdlib'deki gelişmeler

İdlib'de son dönemde yaşananlara da değinen Akar, "Türkiye, buradaki  insanlık dramını önlemek için gece gündüz demeden elinden gelen gayreti  göstermektedir." diye konuştu. Bölgedeki acı ve felaketi dindirmek için fedakarca  çalıştıklarını belirten Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradaki insanların güvenliğini sağlamak, en azından temel  ihtiyaçlarını karşılayabilmek için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Fakat verilen  tüm sözlere, yapılan mutabakatlara rağmen rejim masum insanlara saldırmaya devam  ediyor. Burada, aralarında çocukların, yaşlıların, kadınların bulunduğu birçok  masum insanın katledilmesine sebebiyet veriyorlar. Bu katliama bir son verilmesi  için yapılması gereken ne lazımsa bunları yapmaya çalışıyoruz. Rejimin yaptıkları  ne mutabakat konularına ne vicdana sığar. Bunların bir an önce durdurulmasını  bekliyoruz. Bu noktada da Rusya'dan yaptığımız mutabakatlar ve görüşmelerde  vardığımız sonuçlar çerçevesinde rejime nüfuzlarını kullanmak suretiyle karadan  ve havadan yapılan saldırıların durdurulması için gerekli telkinlerde  bulunmalarını bekliyoruz."

Saldırılar sonrasında İdlib'de son dönemde 280 bin, toplamda ise 1  milyon insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığına dikkati çeken Akar, "Bu  baskı devam ettiği takdirde önemli bir göç dalgasına daha sebep olur. 4 milyon  civarında Suriyeli kardeşimizi ağırlamakta olan Türkiye için bu ilave yük ağır  gelecektir. Dolayısıyla bu göçün önlenmesi için de elimizden gelen gayreti  gösteriyoruz." görüşünü dile getirdi. 

"24 saat takip ediyoruz" 

Soçi mutabakatı kapsamında bölgede TSK'ye ait 12 gözlem noktasının  oluşturulduğunu anımsatan Akar, şunları kaydetti:

"Yaptığımız mutabakata biz saygılıyız, Rusya'nın da bu mutabakata  uymasını bekliyoruz. Biz hiçbir şekilde ateşkes sağlanmasına yönelik görevlerini  kahramanca ve fedakarane bir şekilde ifa eden 12 gözlem noktasını  boşaltmayacağız, buradan çıkmayacağız. Burada kalmaya devam edeceğiz. Herkesin bu  mutabakat muhtıralarında verilen sözlerin gerçekleşmesi için gayret göstermesi  gerekiyor. Masum insanlara yeteri kadar zarar verildi. Gayretimiz, çabamız,  hedefimiz bundan sonra rejim tarafından daha fazla zarar verilmesine engel olmak  içindir. Gözlem noktalarımız bu konuda talimatlıdır. Herhangi bir şekilde  kendilerine saldırı, taciz olduğu takdirde tereddütsüz karşılık vereceklerdir.  Oradaki arkadaşlarımız bulundukları yeri sonuna kadar savunacaktır. TSK olarak  gözümüz onların üzerindedir. 24 saat onları takip ediyoruz. İlgili arkadaşlarımız  tarafından ihtiyaçları karşılanmaktadır. Bu şekilde oradaki varlığımızı  sürdürmeye devam edeceğiz."  

"Üçüncü tarafların yapması gereken şey…"

Tüm bu faaliyetlerin yanı sıra Türkiye'nin denizdeki hak, alaka ve  menfaatlerine yönelik faaliyetleri de kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan  Akar, Libya ile imzalanan mutabakat muhtırasına ilişkin ise şu bilgileri verdi:

"Uluslararası tanınırlığı olan Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti  ile Türkiye Cumhuriyeti arasında atılan bir imza bu. Dolayısıyla iki tarafın da  egemenlik, bağımsızlık hakkı var. Bu mutabakat muhtırası ile ilgili üçüncü  tarafların yapması gereken tek şey var, o da alınan bu karara saygı duymaktır.  Burada herhangi bir oldubitti, uluslararası hukuka aykırılık söz konusu değil. Bu  takriben 10 yılı aşkın bir süredir devam eden, akademisyenlerin, üniversitelerin,  Dışişleri Bakanlığının, Milli Savunma Bakanlığının, Genelkurmay'ın, Kara, Hava,  Deniz Kuvvetleri Komutanlıklarının diğer ilgili kurumların çok yoğun bir  çalışması sonucu geldiğimiz bir noktadır. Bu iki tarafın hak ve menfaatlerinin  korunması ve kollanması için alınmış bir karardır."

Libya'nın askeri yardım talebi konusundaki görüşlerini de dile getiren  Akar, "Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizin ve asil milletimizin hak, alaka ve  menfaatlerini korumak ve kollamak için yurt içinde ve sınır ötesinde nerede   görev verilirse, etkin, caydırıcı ve saygın yapısıyla her türlü görevi yapmaya  hazırdır. Bu konuda bize bir görev verilirse bunu da yapmaya hazırız."  açıklamasında bulundu.

Somali'deki terör saldırısı

Somali'nin başkenti Mogadişu'da düzenlenen ve ikisi Türk vatandaşı, 80  kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına da değinen Akar, "Somali'de masum  kardeşlerimize karşı yapılan terör saldırısını şiddetle ve nefretle kınıyorum.  Daima Somalili kardeşlerimizin yanında olduğumuzu belirtir, saldırıda hayatını  kaybeden iki vatandaşımıza ve Somalili kardeşlerimize Allah'tan rahmet,  yaralılara da acil şifalar dileriz." ifadesini kullandı.

Bakan Akar, konuşmasının sonunda gerek yurt içi gerekse sınır ötesinde  vatanı ve milleti için görevinin başında olan tüm Mehmetçiğin yeni yılını  kutladı.

Milli Savunma Bakanı Akar ve komutanlar daha sonra Cilvegözü Sınır  Kapısı'na geçti. Buradaki çalışmalara ilişkin bilgi alan Akar ve TSK komuta  kademesi, Milli Savunma Bakanlığı Seyyar İleri Cerrahi Hastanesindeki çalışmaları  da inceledi.

Akar ve TSK komuta kademesi, inceleme ve denetlemelerinin ardından  gece geç saatlerde bölgeden ayrıldı.

Kaynak: AA