KAHRAMANMARAŞ’IN kurtuluşunun 100.yıl programı için neler yapılıyor?

Bence hiçbir şey…

Büyükşehir sessiz…

Büyükşehir ilgisiz…

Büyükşehir duyarsız…

Ve Büyükşehir kendi âleminde…

*

Peki, komşumuz Gaziantep ne yapıyor?

Ne yapacak?

Harıl harıl çalışıyor…

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep milletvekilleri, oda başkanları ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin girişimleri sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılı için özel bir karara imza atmasına vesile oluyorlar…

Helal olsun sana Fatma Şahin…

Helal olsun sana Gaziantep…

Birlik olmanızla…

Başardınız…

Hem de Cumhurbaşkanımızın talimatıyla… 25 Aralık Gaziantep’in kurtuluş etkinlikleri bu yıl kendilerinin desteği ve himayesinde gerçekleşecek.

Geçen ay, Ankara’da, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Recep Tekcan ile Kültür ve Turizm Daire Başkanı Oya Alpay, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı’nın elinden yetki belgesini aldı.
 


 

Bu şu demektir…

Devletin en üst Mercii olan Cumhurbaşkanımızdan, Gaziantep’in 100.yıl kutlama etkinliği için her türlü desteği aldı demektir…

Bu şu demektir…

Gaziantep 100. Yıl kutlamasını tarihe not düşmek adına şaşalı kutlayacak demektir…

*

Biz mi?

Biz…

-Uyumaya, uyutulmaya…

-Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Bey’in kaprislerine boyun eğmeye…

-Belediye’ye insanların, muhtarların ve hatta siyasilerin korkarak gitmesine…

-Kahramanmaraş insanındaki zihniyetin değişmesinin gerektiğini söylemesine… (Bu söylemi ile insanlarımızı küçük gördüğünü ortaya koymuştur. Adama sorarlar zihniyetimizi beğenmiyorsan niye bu şehre Belediye başkanı oldun diye?)

-Ilıcaya seçkin insanların gelmesinin gerektiğini belirtmesine…

Şimdi ılıcada ki insanlarımız dese ki;

-Yaptın da hizmet yapma diyen mi oldu?

-Getirdin de bir yatırımcı veya gelmesine vesile oldun da, 5 yıldızlı oteller yaptırdın da, niye getirdin, niye yaptırdın diyen mi oldu? Bu yatırımlar yapılmazsa seçkin insan nasıl gelecek? (Demek ki bu söylemi ile ılıcaya giden insanların alt tabaka insanlarıymış gibi algılanması hiç hoş olmadı.)

-Basının kategorileşmesine vesile olmasına…

-Billboardlarda geliyor, yapılıyor, çözülüyor cümlelerinin bolca görülmesine…

-Elektrik direklerine bir yüzünde Türk Bayrağı bir yüzünde 100.Yıl etkinliği yazısı asılmasına...

-Kahramanmaraşspor için forma satış kampanyası yapıyoruz diye boş salonda, olmayan insanlara, 5 bin, 10 bin, forma yazdım diyerek iş adamı da olsa ekonomik durumları var mı? Yok mu? Demeden zan altında bırakılmasına…

-Afşin Elbistan termik santralinin kül savurmasının devam etmesine…

-Sefer Aycan’ın oylamaya girip evet oyu vermesine…

Kısaca…

Kahramanmaraş’ımızın 100. Yıl kutlaması etkinliği için…

Kalmış şurada iki buçuk ay…

Hiçbir çalışma yok…

*

Ne gereği var çalışmanın dediğinizi duyar gibiyim…

Zaten…

Zihniyetimizi beğenmeyen bir Büyükşehir Başkanından da fazla bir beklentim yok diyebilirim…

Zat-ı muhterem Başkan, billboardlara o kutlama içinde bir ilan afişi yapıştırılması talimatı verir…

12 Şubat Bayramında meydana göstermelik bir süt kazanı konulur…

Birde beyaz sakallı sanatçı getirilip Sütçü İmam rolü veririz…

Her sene olduğu gibi masal dinlemeye devam ederiz…

Pardon gazel şiiri dinlemeye…

Ve bizim halkımız bayramı kutlamış olur…

*

Eyyy benim Kahramanmaraşlı insanım…

Ne diyeyim ki…

Ancak komşu Gaziantep’e bakıp bakıp imreseyelim…

Vur davula davulcu tokmağı diyelim…

Anlayacağınız…

‘’Bizim 12 Şubat Kurtuluş Bayramımızın 100.yılı kimin umurundaki…’’

Bizim zihniyetimizi beğenmeyen Başkan Güngör’e sadece hiç aynaya baktın mı diye sormak istiyorum…

Ve artık bu şehirde 12 Şubat Bayramlarının bir göstermelikten ibaret olmaya doğru gittiğini söylüyorum…

Bir nevi özümüzü kaybetmeye doğru gidiyoruz…

Ve ben elimden geldiğince yetkililerin beynine bu özümüzü kaybetmemek adına yazıp-çizip eleştiri dozajında nakşetmeye devam edeceğim.

*

O yüzden diyorum ki:

Bizi beğenmeyeni…

Biz hiç beğenmeyiz…

Bizi beğenmeyene tek söyleyeceğim şey ise…

Ferdi Tayfur’un şarkısını yollamak…

‘’Hadi gel köyümüze geri dönelim…’’

‘’Fadime’nin düğününde halay çekelim…’’