Hayrettin Güngör'ün Kaprisi ve inadıyla Kahramanmaraş'ta sevilmeyen ve istenmeyen adam konuma geldiğini iddia eden Yener Atlı, AK Parti Genel Merkezine seslenerek, tabiri caizse kulağının çekilmesi gerektiğini söyledi.

İşte Yener Atlı'nın açıklamasının satır başları:

Yaşadığım şehirde böyle bir vakanın yaşanması çok üzücü. CHP'li belediyelerdeki grevleri, grevlerin sonucunu görüyoruz. Bulundukları şehirlerde tüm şehrin huzurunu kaçırıyor. Kahramanmaraş'ta da ben 1980 öncesin bilmem, sadece yazılanları bilirim ama 80 sonrasındaki bütün belediye başkanlarıyla bir gazeteci olarak diyaloğumuz oldu. Böyle toplu iş sözleşmelerine de tanık olan birisiyim. 1980'den sonraki belediyelerde tanık olan birisiyim. Her zaman bir uzlaşmayla, belediye başkanları birebir işçi sendikalarıyla, işçi temsilcileriyle, partilerinin genel merkezleriyle, Ankara'yla diyaloglar kuraraktan bir çözüme kavuştururlar. Yani bugüne kadar böyle bir kriz olmamıştı.

'Ortada bir kriz var, krizi de yönetemeyen bir siyasi irade var'

Tabi her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Ben, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör'ün bu tavrını onun yoğurt yiyişi olarak görüyorum. İşçiye şu para verilmiş, işçi bu parayı almış, maaşı şu olmalıdır falan onlar tamamen kendilerinin bilebileceği bir şey ama ben dışarıdaki bir vatandaş olarak, bu kentte yaşayan bir insan olarak bu olayın bu seviyeye gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Ortada bir kriz var, krizi de yönetemeyen bir siyasi irade var. Bu seviyeye gelmemesi gerekirdi.

Şuanda öyle bir durum var ki sadece grevle alakalı değil, Hayrettin Güngör toplumun her kesimiyle kavgalı. Muhtarıyla, sivil toplum örgütüyle, vatandaşıyla kavgalı bir durumda. Geçenlerde sosyal medyada bir paylaşımı var. Mahalle ismi aklıma gelmiyor ama falanca mahallede şu incelemeleri bulunduk diye yazmış. Altındaki vatandaş diyor ki: 'Sayın başkanım orası o mahalle değil, bizim mahalleye gelmiştiniz siz.'

'Benim gözümde bir belediye başkanı çok iyi bir orkestra şefi olmalı'

Şehri tanımıyor, şehrin insanını tanımıyor. Tanıması da şart mı, tamam şart değil; ben ilk geldiğinde de söyledim. Mutlaka büyükşehir belediye başkanının kendisinin de bilmesi gerek değil dedim. Kitabını yazdı dediler ya kitabını da yazmasına gerek yok. Benim gözümde bir belediye başkanı çok iyi bir orkestra şefi olmalı. Her şeyi çok iyi bilmesine gerek yok ama büyükşehir belediye başkanı çok iyi insanlarla, konusunda uzman insanlarla çalışmak zorundadır. Her şeyi kendisi bilmeyebilir. Kitabını falan yazdığı beni hiç ilgilendirmiyor, ortada bir kitap falan yok. Kanunları alıp da oraya şu kanun şunun, anlamı ney, meali de şu diye yazmak bir kitap falan değil. Belediyeciliğin kitabı falan demek değil. Onlar bana hiç ciddi gelmiyor ama Hayrettin Bey geldiğinden beri bir kadro kurma işinde ama 2 yılı geçirdik hala kadro yok ortada. Kendi getirdiği kadrolar gidiyor.

Yine sosyal medya hesabında bir paylaşımda bulunmuş, diyor ki belediyenin tesisine gittik incelemelerde bulunduk diyor ama o tesiste o tesisi anlatabilecek insanlar yok. O fotoğraf karesine bakıyorum. Ben bu memleketin çocuğum; hangi dairede, nerede kimler çalıştığını da biliyorum. O tesiste o tesisi anlatabilecek insan yok. Onların hepsi de dışarıdan gelmiş. Adı lazım değil bi daire başkanı gidiyor bir kamyonu durduruyor sen benim kim olduğumu tanıyor musun diyor. Ortada netice olarak, şunu deme istemiyorum. İçimden bir şey geliyor demek istemiyorum ama adeta, sanki Hayrettin bey özel olarak görevlendirilmiş de 'Git kardeşim Kahramanmaraş'a, 5 yıl görev yapacaksın orada, bu 5 yılda bütün her şeyi tarumar et. Dön geri memleketine, Ankara'ya gel' denmiş de görev verilmiş gibi bir tavrı var. Kavgalı olmadığı kimse yok, ortada bir kriz var ama krizi yönetecek kimse yok. Hayrettin Beyin bu inadıyla, bu kaprisiyle, bu kibriyle bu memleket yönetilmez.

'Bu olaya bir an önce AK Parti'nin genel merkezi müdahale etmelidir'

Başta dediğim gibi; işçinin 10 lira aldığı, 5 lira aldığı falanı beni hiç ilgilendirmiyor, o kendi aralarında ama ortadaki krizi yönetecek hiç kimse yok. Bu olaya bir an önce AK Parti'nin genel merkezi müdahale etmelidir. Bir il başkanı var, benim gözümde son derece iyi bir il başkanı. Gençlik Kolları'ndan geliyor, çok iyi çalışmalar yapmış ve kendini göstermiş birisi. Emeklerine yazık. Kahramanmaraş'taki AK Parti seçmeniyle partinin arasını uçurumlar yaran bir belediye başkanı var. Bir an önce AK Parti Genel Merkezi'nin  bu işe el koyarak bir çözüme kavuşturması lazım.

Bilmiyorum Mahir Bey bu işe hiç karışmıyor mu, müdahale mi etmiyor bilmiyorum ama bir kriz masası oluşturulması gerek. Tavsiyem şu; eğer Hayrettin Bey inadı bırakıp da bu 1 aylık süre içerisinde anlaşmaya gitmezse Kahramanmaraş'ta daha kötü manzaralar ortaya çıkar. Hayrettin Beye birisi müdahale etmeli. Tabiri caizse bağışlayın beni Ankara kulağını çekmeli. Anlaş kardeşim grev başlamasın demeli. Bu kriz de çözülmeli, memleket de huzura kavuşmalı. Diyeceklerim bunlar benim bu konuda.

'Bu, seçimlerde partiye eksi olarak dönecek. Sen ne yapıyorsun demesi gerekir'

Parti içerisindeki durumu bilemiyorum. Benim gördüğüm Mahir Bey yerel politikaya hiç karışmıyor, ben buna çok inanıyorum. Yere politikada yönetimlere şu girecek bu girecek işte aday şu olsun bu olsun karışmadığına çok inanıyorum ama böyle bir durumda bilmiyorum belki görüşüyorlardır da biz bilmiyoruzdur. Ancak Mahir Beyin bir kriz masası kurup da Hayrettin Beye gel kardeşim sen tek başına bunu karar veremezsin neticede sen AK Parti'nin oyuyla seçildin, AK Partili seçmenin oyuyla seçildin. Ortada da bir kriz var, bu seçimlerde partiye eksi olarak dönecek. Sen ne yapıyorsun demesi gerekir. Demiyorsa da o zaman Genel Merkez Yöneticilerinin el koyması gerekir.

'Kahramanmaraş tarihinde hiç bu kadar yara almamıştı'

Genel Merkezde bakın bir şey söyleyeyim, Tayyip Beye iletmiyorlar. Keşke bu konuştuklarımızı birileri Tayyip Beye iletebilse, Cumhurbaşkanımıza iletebilse. Kahramanmaraş tarihinde, AK Parti'nin tarihinde hiç bu kadar yara almamıştı. Hiç bu dönem kadar yara almamıştı. İlk defa bu dönemde böyle oluyor. İnsanlara gönül belediyeciliği dediniz. Öyle bir döneme geldi ki Hayrettin Beyin belediye başkanlığı, sloganı gönül belediyeciliği olan; ilkesi, hedefi gönül belediyeciliği olan bir döneme denk geldi. İnsanlara gönül belediyeciliği bu mu dedirtti. Geliyor buralara çalışmalara, çalışanlara falan selam vermiyor. Çalışanlar da selam vermiyor zaten. Enteresan olan kendinin getirdiği kadro da huzurlu değil. Her an görevden mi alınacağız korkusu var.

Kayyum gelse bundan daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Çünkü kayyumla yönetilen Doğu'daki belediyelerin birkaçını gördük. Ben Ağrı'ya da gittim kayyumla yönetiliyor. Kahramanmaraş Belediyesi amirliği yapmıştı. Kayyum olarak gittiler Ağrı'ya ancak muazzam işler yaptılar ve bu adamların bir siyasi hedefleri de yok. Orada halkla bütünleşmişler. Halkla iç işe girmişler. Sosyal medyada günde 3 tane fotoğraf paylaşıp falanca yerdeydik demekle olmuyor hangi mahalle olduğunu da bilmiyorlar, yanlış yazıyorlar. Bununla politika yapılmaz.

'Ben partici değilim. Hiçbir partiyle bağım yok'

Dediğim gibi bu duruma parti yönetimi el koyması gerekir. Milletvekili Ahmet Özdemir nerede? Ahmet Bey el koysun bu işe en azından. Şehrin merkezdeki milletvekili konumunda. Beni çok da ilgilendirmiyor aslında şu parti batmış şu parti yükselmiş, ben partici değilim. Hiçbir partiyle bağım yok. Beni ilgilendirmiyor ama ben bu şehrin çocuğu olarak siyasette de ticarette de bir barış şehri olmasını istiyorum bu kentin. Böyle grevlerle falan anılmasını istemiyorum. Greve gidilmeden söyleyeceğim şu kardeşim, greve gidilmeden 1 aylık süre var bu 1 aylık sürede genel merkez tabiri caizse beni bağışlayın kulağını çeksin bu greve gidilmeden buna önlem koysun.