Eskiden çocuklara bazı dini sorular sorulurdu, çocuk o soruları bildiğinde bir aferin verilir, bilemediğinde de çocuğa soruların cevapları öğretilirdi. Zira bu sorular çok önemliydi. Öldüğümüzde mezarda bize sorulacak ilk sorulardı. Sadece mezarda değil, ahiret yurdunda da bizleri bu sorular bekliyordu. Bu nedenle orada sorulacak soruların ve cevaplarının öğretilmesi büyükler için önemli bir vazife idi. Ama ne ilginçtir ki, bu sorular ve cevaplar çok kalaydı ve hemen herkesin bileceği konulardandı. O zamanlar bu basit soruları bilenler kendisini cennetti garantilemiş olarak görüyordu. Çocukluk işte bu cevaplarla cennete gideceğimize inanır (gerçi büyüklerde öyle olduğuna inanıyordu) kendimizi rahatlatırdık. Bu basit soruları şimdiki çocuklar biliyor mu (muhtemelen bilmiyordur) bilmiyor mu bilemem ama bizler yalayıp yutuyorduk. Hatta öbür tarafta mezheplerin bile sorulacağını iddia edenler oluyordu. Bunlar peygamberin ve sahabelerinin mezhebinin olmadığını bilmeyen cahillerden başkası değildi.

Bu soruları bazıları gibi devlet de ciddiye almış olacak ki, o da vatandaşlarını din dersinden imtihana tabi tutuyor. Onları bir nevi öbür tarafa hazırlıyor. Bunu da tüm sınavlarda Din kültürü derslerinden sorular sorarak yapıyor. Böyle bir hareket için devleti tebrik etmek ve diğer devletlere örnek göstermek gerekiyor(!). Ülkemizde din derslerini zorunlu yapanlar 1980 darbecileridir. Burada amaç şimdikiler gibi halkı dindarlaştırmak ve din bilgisini arttırmak değildi. Komünizm tehlikesine karşı Dini kullanarak halkın refleksini arttırmaktı. Ayrıca kendilerinin kontrol edeceği bir din dersi, halkı kontrol edecekleri bir dine dönüşecek ve devlet böylece din dersleri ile halkın dinini istediği gibi şekillendirecekti. Öyle olmasaydı devlet okullarına din dersini getiren Cumhurbaşkanı Kenan Evren yanına gelen başörtülü öğrencilerden rahatsız olur muydu? Oysa o öğrencilerden rahatsız olmuş ve TV de bu rahatsızlığını dile getirmişti. Darbecilerden çekmiş bir hükümetin darbecilerin getirdiği bir dersi ve sistemi devam ettirmesi doğru mu? 15 Temmuz darbesini yapanlar ne kadar hain ise 60 ve 80 darbesini yapanlarda o kadar hain değil mi? Bu darbeciler göstermelik de olsa yargılanıp ceza almadılar mı?

Evet, meseleye tekrar dönecek olursak, devlet milyonlarca öğrenciye Lise ve Üniversite sınavlarında din dersi soruları sorarak ne amaçlıyor? Bu sorular bizi ahirette mi kurtaracak yoksa fen lisesi veya mimarlık, hukuk, sinema, gıda mühendisliği ve diğer mühendisliklere gittiğinde o dersleri daha iyi mi anlayacak? Yoksa bu sorularla daha dindar mı olacak? Din dersini yapamayan bir kişi fen lisesini hak etmiyor mu? Ya da din sorusunu yapamayan üniversitede en iyi bölüme gitmeyi hak etmiyor mu? Neden bu bölüme gidenlerin din dersi sorularını yapması gerekiyor?

Din ve inanmak gönül işidir. İnananlar için gerçek din sınavı zaten öbür tarafta yapılacak, bu sınavında nasıl olacağı kimse tarafından tam olarak bilinmiyor. Devletin vazifesi toplumu din sınavlarına boğmak değil, toplumda isteyene dinini öğretmek isteyene de dinini öğreneceği ortamı hazırlamak, istemeyene de bir şey öğretmemek olmalıdır. Darbecilerin koyduğu şekilci din dersleri ile de bu mümkün olamaz. Amaç darbeciler gibi şekil Müslümanlığı mı? Yoksa gerçekten dinini bilen ve tam dindar olan insanlar yetiştirmek mi? Hiç kimse şimdiki din derslerini aldığı için veya din dersinden beş on soru çözdüğü için dindar olmaz. Yalnız bu soruları yapamadığı için bu derse küfredip dinsiz olabilir.

Amaç halka din öğretmek ise gidilen yol çok yanlış. Bu yol ile İsa’ya da Musa’ya da yaranamazsınız. Önce şimdiki mevcut durum değiştirilmelidir. İlk ve ortaokulda (7. Sınıfa kadar) din dersleri zorunlu olsun, zaten zorunlu. Ama şimdiki içi kof ve hiçbir işe yaramayan din dersleri olmasın. İnsanların kendi dinini öğrendiği gerçek din dersi olsun. Mini mini çocuklar din derslerinde takke takıp camilere götürülsün, hoca çocuklara küçük bir vaaz versin, iki rekat namaz kıldırsın, caminin bölümleri ve kısımları nelerdir öğretilsin. Ayrıca camide ne yapılır ne yapılmaz, cami ve namaz adabı nedir gibi soruların cevabı öğretilisin. Hatta ramazan aylarında çocuklar mukabelelere katılsın ve ramazan havasını soluması için camilere özel şekillerde götürülsün (Bu kısmı okuyan bazı CHP’liler kalpten gitmesin). Zira din notlarla ve sınavlarla öğretilecek bir konu değildir. Not ve sınav korkusu olan hiç kimse dinini ve din dersini sevmez öğrenmez ancak şekil Müslümanı olur. Onlardan d yeteri hatta fazlası var. Günümüzde din öğretim merkezi sayılan imam hatipliler bile camilere sık sık götürülmüyorken, cami ve kısımlarını bilmiyorken siz kime ne öğreteceksiniz?

İşin ilginç tarafı, din eğitimi veren ve din adamı yetiştiren İmam hatip liselerine veya İlahiyata girenlere ne kuran ne de din bilgisi imtihanı yapılıyor. Kişilerin bilgileri yeterli mi diye kontrol edilmiyor. Fakat Fen lisesine girmek isteyene veya doktor, mühendis, avukat, genetik bilimci, astronomi, fizik ve uzay bilimci olmak isteyenlere de din adamı olmak isteyen İlahiyat ve İmam hatip lisesine gitmek isteyenlere aynı miktarda din sorusu soruluyor. Bu yanlış uygulama size de ilginç gelmiyor mu?

İmam hatip veya ilahiyata giden birine daha çok din ve kuran sorusu sorulmalı o da yetmez gerekirse sözlü ve okuma sınavı yapılmalı ama diğerlerine hiçbir din sorusu sorulmamalıdır. Doğru ve mantıklı olan da budur. Ama onun yerine şimdiki saçma sistem olunca kuran okumasını bilmeyenler, bir sure dahi ezberlemeyenler imam hatibe gidebiliyorken din ve diyanetle işi olmayanlara da din sorusu soruluyor.

Böyle yapılarak fil, maymun, aslan, zürafa ve su aygırına ağaca çıkma yarışı yapılıyor. Yapmayın etmeyin bu işten herkes zarar ediyor. Herkesin kar edeceği güzel bir sistem var iken bu yanlışta neden ısrar ediliyor? Not: En son yapılan değişiklikle bu sene kat sayısı değişti ve Din kat sayıda Tarih dersini geçti. Din: 1.94 İnkılap: 1.68 Yanlışta ısrarın nedeni nedir hala anlamış değilim.