Şefkat tokadı kelimesini ilk kez malum cemaatten duymuştum. Daha sonra da öğrendim ki, bütün Nurcu Cemaatler bu kelimeyi kullanıyormuş. Risalelerin yazarı Said Nursi bazı kitaplarında Şefkat Tokatları diye bir bölüm yazmış. Bu nedenle tüm nurcular da bu kelimeyi telaffuz ediyor.

Efendim Şefkat Tokadı; inanan dindar insanlara verilen bir ceza imiş. Daha doğrusu uyarı için atılan bir tokat. Allah cemaatten sevdiği kişileri hata yaptıklarında uyarı mahiyetinde cezalandırıyormuş.  Bu halis cemaat üyelerinin başına küçük belalar veriyormuş. Bu ceza onlara bir uyarı ve ikaz oluyormuş. Öbür dünyada verilecek ceza yerine bu dünyada daha küçüğü uyarı mahiyetinde veriliyor. Yaptığı yanlışı görsün ve bu hatadan dönsün diye…

Bir de kötüler ve hainler (Düzelmesinden umut kesilenler) için atılan Zecr Tokadı var imiş. Bu çok daha kötü bir tokat, bu tokat kişiye uyarı özelliği taşımaz, kişi bu tokadı yer ise bir daha kendine gelemez ve düzelemez. Şefkat tokadını yiyenler kendisine çeki düzen verir iken, zecr tokadı yiyenler ömürleri boyunca düzelmez ve iflah olmaz. Ocağı kurur.

Bu nedenledir ki, cemaatteki kişiler daima şefkat veya daha kötüsü olan Zecr tokatları ile korkutulur. Özellikle de cemaatten ayrılan bir kişinin başına bir musibet gelmiş ise onun şefkat tokadı yediği ve tekrar cemaate gelmesi gerektiği belirtilir. Eğer cemaate ve hizmetlerine tekrar devam etmez ise ardından daha ağır olan Zecr tokadını yiyeceği söylenir. (kişiyi korkuyla cemaate bağlama tekniği) Bu korku ile ayrılamayan onlarca belki de yüzlerce insan olmuştur.

Özellikle de sınava hazırlanan öğrenciler şefkat tokatları ile korkutulur. Çünkü şefkat tokadından en çok korkması gereken kişiler onlardır. Zira cemaate ihanet ettiklerinde ya da cemaatin işlerini aksattıklarında şefkat tokadı yiyeceklerdir. Yani yıl boyunca çalıştıkları sınavı ağabeylerine ya da hocalarına itiraz ettikleri için kaybedeceklerdir. Öğrenci bu korku ile bir dediklerini iki etmez. Hele de üniversite sınavına hazırlanan biri ise.

Son yıllarda yaşanan olaylar nedeniyle cemaatteki bazı saf veya kör insanlar bu yaşananları Cemaate atılan bir şefkat tokadı zannediyor. Cemaatin yediği darbeleri cemaatin kötülerden arınması ve kendine gelmesi için uyarı olarak görüyor.

Şimdi sormak istiyorum!

Sizin söylediğinize göre: Şefkat tokadı yiyenler uyarılıyor ve tokattan sonra kendilerine geliyor. Ayrıca şefkat tokadı yiyenler olayı küçük kazalar ile atlatıyor.

Ama büyük tokat yiyenler yani Zecr Tokadı yiyen ise iflah olmuyor, kendine gelemiyor, perişan oluyor, evleri, okulları, dershaneleri, hastaneleri, yurtları ve evleri kapatılıyor.

Soru basit: Şimdiki durumlar göz önüne alındığında Cemaat şefkat tokadı mı, yoksa Zecr tokadı mı yemiştir?

Şefkat tokadı diyebilen var ise onlara Allah kör gözlerini görür etsin. Belki de daha beter eylesin. Onlara yapacak bir şey kalmamıştır. Göremeyen gözler kör olmaya mahkûmdur.

Eğer Zecr tokadı diyorsanız o tokat, sizin söylediğinize göre; haksızların, sapmışların ve dönülmez yanlışa girenlerin yediği bir tokattır. O halde neden hala cemaat için ısrar ediyorsunuz?

Durumlara hiç bakmıyor musunuz? Durumdan bir vazife çıkartmıyor musunuz?

Yapılan beddua seanslarında hocanızın neden beddua ettiğini güya İslam’a göre açıklamıştınız. Bedduasında da; ‘Biz yapıyorsak da, bize versin, demişti’ diyorsunuz. Peki, şu başınıza gelenler; ocaklarınızın sönmesi, yurtların, okulların, evlerin ve daha nice kurumlarınızın kapatılması ve her şeyinizi kaybetmeniz ne anlama geliyor.

Beddua ederek kaybetmiştiniz. Şimdi darbe ile daha da beter oldunuz. Eğer amacınız dünya ile kendinizi de yakmak ve yok etmek ise o amaca doğru gittiğinizden eminim olun.

Milletin dualarına karşı üç beş hain kişinin ABD’den ettiği bedduanın tutmadığını gördünüz. Boş yere kendinizi yormayın.

Emin olduğumuz tek şey; bu ülkeye yapacağınız her kötülük, size Osmanlı Tokadı olarak dönecektir.