TAM Tamına, üç buçuk yıl oldu…

Seçimler bitmiş, Pazarcık Belediye Başkanı Yılmazcan’dan randevu alarak, hem seçim sonucu, hem de makam odasının kapısını niye söktüğünü sormak için gitmiştik…

Makam odasında otururken, hacılar, hocalar odaya dolmuş, biz de; ‘’Başkan, gelen giden çok, bir röportaj alalım gidelim demiştik…’’

Bize randuvu veren Başkan birden; ‘’Ben Aksu TV’den başkasına röportaj vermem. Mahir Bey’in talimatı böyle’’ demişti…

O gün bugün, Yılmazcan’la bir araya gelme şöyle dursun, yüzünü dahi görmedim…

Sağda solda ‘’el öpen başkan’’ sözü dillere pelesenk olmuş, duyuyoruz…

Ve dün akşam telefonuma gelen bir mesajda…

Aynen şöyle yazıyordu:

'’Mustafa Abi, senden başka derdimizi duyurabilecek kimse yok… Sesimizi duyur Abi… Allah rızası için duyur… Pazarcık Belediyesinde işçiler 3 yıldır maaşlarını yarım alıyorlar… Kiralarını ödeyemiyorlar… Baba olarak evlerine, çocuklarına karşı mahcup oluyorlar… 150 kişiye yakın varız… Ayrıca 50 kişiye yakın çalışan da belediyeye gelmeden bankamatikci maaş alıyorlar… Yılmazcan, onlara gelmeyin evlerinizde oturun aybaşı gelince maaşınızı alın diyormuş… En önemlisi Yılmazcan, kendi öğrencilerinden ve de, Sağlık Müdürlüğü kadrosunda bulunan bazı erkek hemşirelerin, her 6 ay da bir Valilik görevlendirmesiyle belediyede müdürlük koltuklarında oturuyorlar… Hem Belediye’den hem de sağlık müdürlüğü kadrosundan maaş alıyorlar… Buna bir el at abi, Pazarcık halkı sana dua etsin… AKP bu ilçeden bir daha ne vekil adayı çıkarabilir ne de belediye başkanlığını kazanabilir…’’

Noktasına virgülüne dokunmadan gelen mesaj böyle…

Mesajda; Müdür olan sağlık personeli isim listesini yazmış…

Belediyeye gelmeden maaş alan 50’ye yakın kişinin ise isim listesini tek tek belirtmiş…

Önce inanamadım…

Okudukça, belediyeye gelmeden maaş alanlardan bazılarının kasap işi yaptığını, bazılarının kamyon şoförlüğü vs. yaptığını da birkaç kişiden teyit ettim…

Ve akşam akşam AK Parti’nin bazı birkaç yetkilisini aradım…

Bu iddialar doğru mu? Dedim…

Kem küm ettikten sonra...

Sağlık personeli olan erkek hemşirelerin, gerçekten müdür sıfatıyla Pazarcık belediyesinde görev yaptıklarını öğrendim…

Neden? Diye sordum...

‘’Siyasi olduğunu, her 6 ay da bir Sayın Valimizin, görevlendirme yazısına imza attığını, yapacakları bir şey olmadığını’’ belirtmesi tam bir faciaydı…

İşte halkın, AKP’den koptuklarının delili dedim…

Buradan diyorum ki;

Sen sağlık personeli, bir kaç erkek hemşireyi görevlendirme yazısı ile belediye bünyesine alacaksın…

Onları müdür olarak o koltuğa oturtacaksın…

İddia odur ki, hem sağlık Müdürlüğünden, hem de Belediyeden maaş alacaklar…

Tüm Pazarcık halkı, maaşını alamayan işçileri, belediyeye gelmeden maaş alan bankamatikcileri ve erkek hemşire olan sağlık personelinin müdür koltuğunda oturduklarını konuşacak…

Bizim el öpen Başkan Yılmazcan ise, ‘’Mahir Bey’in talimatıyla Aksu TV’den başkasına röportaj vermem’’ diyecek…

Şimdi şöyle sorsam;

Sahi aylık ne kadar ödüyorsun, o yerel TV’ye el öpen başkan, talimatla mı talimatsız mı ödüyorsun?

Diyorum ki:

Sevsinler senin, BAŞKANLIĞINI…

Sevsinler senin, ADALETSİZ, ADALETİNİ…

Sevsinler senin, BELEDİYEYE GELMEDEN MAAŞ VERDİKLERİNİ…

Sevsinler senin, ŞU EKONOMİK BUHRANLI GÜNLERDE İŞÇİLERİN MAAŞLARINI YARIM YATIRDIĞINI…

Sen el öpmeye devam et...

Bak halkın bedduaları, arşa çıkmış haberin var mı Yılmazcan?

Halkın gönlünden düşmüşün, sokağa çıkamaz olmuşun, seni gören halk arkasını döner olmuş, Pazarcık halkı küsmüş, küsmüş, AK Parti’ye küsmüş…

Sırf senin yüzünden...

Haberiniz yok mu sizin eyy Ankara’da ki, AKP’liler…

Kapatın kulaklarınızı…

Duymamazlıktan gelin...

Sandık geliyor sandık…

Şurada ne kadar gün kaldı ki…

O sandıktan çıkacak ses var ya ses…

Açar sizin kulaklarınızı…

Mehmet Özhaseki, sesim geliyor mu sesim?