Fitch Ratings, Türkiye’nin zorlu ve uzun bir düzelme sürecine gireceğini, ekonomik büyümenin 2019’da yüzde 1.2’ye gerileyeceğini ve enflasyonun en azından 2020 sonuna kadar tek haneye çekilmesinin mümkün olmayacağını açıkladı.

Hollanda merkezli ABN-AMRO bankası ise Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 3 küçüleceği, dolar/TL kurunun yıl sonunda 8.2, Avro/ TL kurunun 9.4 olacağı ve enflasyonun yüzde 21’i bulacağı öngörüsünde bulundu.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye zorlu ve uzun bir düzeltme sürecinde, ekonomik büyüme 2019’da yüzde 1.2’ye gerileyecek. Fitch haziran ayında Türkiye için 2019 büyüme tahminini yüzde 4.7’den 3.6’ya çekmişti.

Fitch, Türkiye hakkında yayımladığı ‘Turkey Faces Lower Growth, Lengthy Forced Adjustment’ adlı raporda bazı makro tahminlerini değiştirdi ve şu değerlendirmelerde bulundu:

Merkez Bankası faiz artırımına gidecek ancak bu, enflasyonu en azından 2020 yılının sonuna kadar tek haneye çekmek için yeterli olmayacak.

Finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyon açığı haziranda mayıs dönemine göre 1.26 milyar dolar azalışla 215.9 milyar dolar oldu. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanan geçici verilere göre, 2003=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, tüketici fiyat endeksi bazında ağustosta bir önceki aya kıyasla 11.04 puan azalarak 64.82’ye geriledi. Yurtiçi üretici fiyat endeksi bazında reel efektif döviz kuru endeksi, ağustosta bir önceki aya göre 8.51 puan azalışla 79.81’den 71.30’a geriledi.

Sert dış koşullar ve sıkı iç politika ekonominin kısa vadeli ayarlanmasını destekleyecek. Otoritelerin uzun süreli düşük büyümeye yönelik toleransına dair belirsizlik ve politika tepkilerindeki zamanlamanın daha iyi olmaması piyasa endişelerini artırıyor.

Türkiye daha düşük ekonomik büyüme oranları ve uzun süreli zorunlu bir düzeltme ile karşı karşıya. Zorlu dış koşullar ve içeride izlenen daha sıkı politikaların Türkiye ekonomisinde kısa vadeli düzeltmeyi destekleyeceğini tahmin ediyoruz. 

Türkiye’de Gayri Safi yurtiçi hasıla (GSYH) artışının 2018’de yüzde 3.8, 2019’da yüzde 1.2 olacağını tahmin ediyoruz, bu yılın son 3 çeyreğinde çeyreklik bazda daralma öngörüyoruz. (Temmuz tahmini 2018 için yüzde 4.5, 2019 için yüzde 3.6.)

Türkiye’de ekonomik büyüme 2020’de bir miktar toparlanacak, yüzde 3.9 ile trendin altında kalmaya devam edecek.

Türkiye’de genel hükümet açığı/GSYH oranının bu yıl yüzde 3.2’ye, 2019’da yüzde 3.6’ya yükselmesi; 2020’de ise yüzde 2.9’a ineceğini tahmin ediyoruz. 

GSYH ve açık tahminleri ekonomik büyümedeki yavaşlamayı hafifletmek için alınması olası tedbirlerin etkisini içermiyor.

Ekonomi küçülecek, kur artacak

Hollanda merkezli ABN-AMRO bankası, Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 3 küçüleceği, dolar/TL kurunun yıl sonunda 8.2, Avro/ TL kurunun 9.4 olacağı ve enflasyonun yüzde 21’i bulacağı öngörüsünde bulundu. Türkiye’nin ciddi bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten bankanın raporunda, reel sektördeki yangının bankacılık sektörüne sıçrayacağı ve devletin bütçe açığının mali desteklerden dolayı gelecek yıl yüzde 4’e yükseleceği tahmini yer aldı. 

Rapordan öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

Kur krizi, sorunların uzun süredir birikmesiyle oluştu ve ABD ile diplomatik sorun tetikleyici oldu.

Reel sektör doğrudan ateş hattında ve kriz bankacılık sektörüne sıçrayacak. Döviz likiditesi daha önemli hale gelecek.

Hükümet bankaları ve reel sektörü desteklemek zorunda kalacak ve bu da bütçe açığını 2019’da yüzde 4’e yükseltecek

Enflasyon yüzde 18, cari açığın milli gelire oranı yüzde 6.5’i buldu. Ekonominin aşırı ısınmasıyla tam bir fırtına başladı.

Erdoğan’ın başkan seçilmesiyle Merkez Bankası’nın bağımsızlığı daha da azaldı. Kontrol ve denge mekanizmaları büyük oranda ortadan kalktı. Başkan medya, yargı ve bürokrasiyi kontrol ediyor.

ABD, Türk tahvillerinin yüzde 30’dan fazlasını elinde bulunduruyor ve bu alanda yabancılar arasında birinci sırada. ABD ile sorunların çözülmemesi durumu kötüleştiriyor.

10 yıldır ucuz dövizle sürdürülen kredi büyümesi, inşaat gibi üretken olmayan yatırımlarda kullanıldı. Tasarruflar düşük, tüketim yüksek seyretti. Bunlar da cari açığı büyüttü. Ekonominin sıcak paraya bağımlılığı arttı, cari açığın yaklaşık yüzde 75’i sıcak parayla finanse edildi. Tüm bunlar krizin temel nedenlerini oluşturdu.

Gelişmekte olan piyasalardaki sorunlar, ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi, Fed’in faiz artışları ve güçlü ABD ekonomisiyle birlikte doların da güçlenmesi gibi gelişmeler de Türkiye’yi olumsuz etkiliyor. 

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler daha da kötüye gidecek. Rahip Brunson, S-400, YPG, F-35, Rusya ile ilişkiler ve Halkbank davası gibi başlıklarda ilişkiler daha da girilebilir ve Adana’daki İncirlik Üssü’nün kapatılması gündeme gelebilir

Merkez Bankası’ndan enflasyondaki artışa paralel olarak ihtiyatlı faiz artışı gelebilir ancak bu artış TL’deki değer kaybını engelleyecek ve yatırımları tatmin edecek düzeyde olmaz.

Türkiye, IMF’nin kapısını çalmadan önce tüm diğer seçeneklere başvuracak. IMF’nin kapısını çalması durumunda ABD’nin veto etme olasılığı var.