Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) 55. yıl ödül töreninde yaptığı konuşmada bu sene ilk defa Ar-Ge ve girişimcilik alanlarında ödül verilmesini ASO’nun konuya ilişkin farkındalığını göstermesi açısından oldukça anlamlı olduğunu kaydederek, ''Buradaki 54 firmanın 30’u yatırım teşviklerimizden faydalanmış.

Bu firmaların toplam 8 milyar liralık sabit sermaye yatırımını teşvik belgesine bağlamışız ve 7 bin kişilik ilave istihdam oluşturulmasına katkıda bulunmuşuz. KOSGEB desteklerinden 26 firmamız yararlanırken, 29 işletmemiz de Bakanlığımızca verilen Ar-Ge merkezi belgesine sahip olarak çeşitli avantajlardan faydalanmaya devam ediyor'' ifadelerini kullandı. 

''Aramızdaki 11 firma, Ankara Kalkınma Ajansından 3,5 milyon liralık proje desteği almış'' diyen Varank, konuşmasına şöyle devam etti: 

''2018 yılı ihracatındaki yüzde 17’lik artış ve Türkiye beşinciliği tesadüf değil. Ne mutlu ki Birinci Organize Sanayi Bölgesi'yle ilgili çok müspet gelişmeler var. Bölgemiz 10 milyon metrekare daha büyüyecek ve bu rakam yaklaşık 300 yeni fabrika ve 50 bin kişilik ilave istihdam demek.

Kamulaştırma faaliyetleri bu sene başlıyor, önümüzdeki 2 senede de inşallah yatırımlar başlayacak. Mevcut firmalarımızın 2018 yılını performansına baktığımda 10’dan fazla firmanın 500 milyon lirayı aşan tutarda yeni yatırım yaptığını gördüm, ki bu firmalar güçlü bir ihracat potansiyeline sahip.

Döviz kurlarındaki dalgalanmalara rağmen 1. OSB’deki elektrik tüketiminin azalmadığını görüyoruz. Mesleki eğitim istihdam ilişkisi açısından burası Türkiye için bir rol model. Sanayici İşbirliğinde Eğitim Projesi ve Erkunt Mesleki Eğitim Merkezi bünyesinde yetişen gençlerimizin yüzde 97’si ilk staj yapmaya gittiği firmada istihdam edildi.

Türkiye ortalamasının yüzde 15 olduğu gerçeğinden hareketle Mesleki eğitimde Ankara 1. OSB'nin gösterdiği bu performansın, ülkemizin geneline yayılması en büyük arzumuz. Sahip olduğumuz genç ve dinamik işgücünü en iyi şekilde yetiştirmek ve profesyonel hayata hazırlamak hem kamunun hem de özel sektörün güçlü ve sürekli bir iş birliği içinde çalışmasıyla mümkün.

Biz bakanlık olarak gerek meslek liseleri, gerekse üniversite sonrası sanayi istihdamını artıracak politikalara özel önem veriyoruz. Bu kapsamda Sanayi Doktora Programımız çok yeni bir bakış açısı getiriyor.

Amacımız sanayide ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağını, reel sektör ve akademi işbirliğiyle yetiştirmek ve sonrasında aktif bir şekilde istihdam etmek. İki hafta önce desteğe hak kazanan projelerin imza törenindeydim.

Öğrencilerimiz mezun olduktan sonra sanayide istihdam edilirse, yüzde 40’la yüzde 60 arasında değişen maaş desteğini de 3 yıl boyunca devlet olarak biz karşılayacağız.'' 

''Nihai hedefimiz yerlilik bilincini genele yayıp yurt içi üretim kalitesini rekabetçi bir şekilde yükseltmek'' 

Varank, bir taraftan üretimin ithal bağımlılığını azaltmak, diğer taraftan da katma değeri yüksek alanlara doğru bir yapısal dönüşümü gerçekleştirmeye odaklandıklarının altını çizerek, ''Ürünün Ar-Ge’sinden başlayıp ticarileşmesine kadar varan tüm süreçlerini destekleyip, yurt içi katma değeri en yüksek seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz.

Bir diğer çalışmamız da kamuda yerli malı alımını teşvik edecek düzenlemelerin daha güçlü bir hale getirilmesi. Maalesef ortada bir mevzuat olmasına rağmen aksayan yönlerle ilgili çokça şikayet alıyoruz. Daha sade, daha verimli çalışan ve yerli katma değeri dikkate alan bir modeli geliştiriyoruz.

Nihai hedefimiz yerlilik bilincini hem kamunun hem de sanayinin geneline yayıp yurt içi üretim kalitesini rekabetçi bir şekilde yükseltmek. Günün sonunda kamunun oluşturacağı ölçek ekonomisiyle; hem yerli üreticilerimizi ucuz ithal ürünlere karşı koruyacak, hem de yurt içi üretimde sürekliliği yakalayacağız.

Sizlerin de yakından tanık olduğu gibi çok hızlı bir teknolojik değişim ve dönüşüm sürecindeyiz. Bunun getirdiği risk ve fırsatları en iyi şekilde değerlendirip, gerekli adımları zamanlı bir şekilde atmak durumundayız'' şeklinde konuştu. 

11 Aralık'ta açılan Türkiye'nin ilk model fabrikasında bugüne kadar 100’e yakın firmaya fragman eğitimlerin verildiğine dikkat çeken Varank, yurt içi ve dışından 40’a yakın heyetin bu fabrikada ağırlanıp bilgi paylaşımında bulunulduğunu açıkladı.

Bakan Varank, eğitim programının bahar aylarında daha yüksek bir dinamizmle devam edeceğini kaydederek, yaparak öğrenmenin getirdiği verimlilik ve katma değer artışlarını önce Ankara’da sonrasında da çevre illerde görmeyi beklediklerini belirtti.

Bakan Varank, sanayicilerin ve teknolojik seviyenin ilerlemesinde sadece birkaç şehirden ibaret bir gelişme sürecini yeterli görmediklerine dikkat çekerek, üretimi, yenilikçiliği ve Ar-Ge faaliyetlerini artırmak için şehirlerin potansiyelinin en iyi şekilde değerlendirmesini istediklerini belirtti.

Varank, seçim manifestosunda belirtilen 'Benzersiz Şehirler' hedefine göre her bir şehrin kendi coğrafyasına, iklimine, beşeri sermayesine ve büyüme alanlarına uygun gelişme modelleri hazırlayarak, yerli ve milli üretim önceliğini topyekün bir şekilde hayata geçireceklerini ifade etti. 
 
''OSB’leri marka oluşturacak cazibe merkezleri haline getirmek ve tam kapasiteyle çalıştırmak adına önemli adımlar atıyoruz'' 

Yönetmelik değişikliği yaparak OSB’lerin daha yatırım dostu üretim alanları olmasının önünü açtıkları dile getiren Varank, ''OSB’leri marka oluşturacak cazibe merkezleri haline getirmek ve tam kapasiteyle çalıştırmak adına önemli adımlar atıyoruz.

Geçtiğimiz hafta yönetmelik değişikliği yaparak, OSB’lerin daha yatırım dostu üretim alanları olmasının önünü açtık. Yeni düzenlemeyle OSB’lerde arsa tahsisi süreçleri hızlanacak ve tahsis edilmemiş parsellere ilişkin bilgilere eksiksiz ulaşılacak.

Böylelikle spekülatif arsa tahsis ve satışının önüne geçmeyi amaçlıyoruz. OSB’lerde yapı ruhsatını almış olup belirtilen sürede iş yeri açma ve çalışma ruhsatını alamamış olan katılımcılara bir şans daha verdik ve uzatma sürelerini yeniden başlattık.

Yaptığımız değişiklik, yatırımların tamamlanabilmesinin önünü açtı. OSB’lerde sanayi parsellerinde atıklardan enerji üreten tesisler kurulabilecek; yönetimler güneş ve rüzgardan elektrik enerjisi üreten tesisler açılabilecek.

Daha güçlü bir sanayi alt yapısı oluşturmayı en büyük sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Sanayicimize güveniyor, karşı karşıya kaldığı her türlü sorunu çözmek ve yenilikçi fikirlerini hayata geçirmek adına var gücümüzle çalışıyoruz'' açıklamasında bulundu. 

''Genel toplam sıralamasında ihracat potansiyeli olarak Ankara, İzmir'den sonra 5. sırada yer alıyor'' 

Ankara'nın 2018 yılı sonuyla 200’den fazla ülkeye yapmış olduğu ihracatla Türkiye'nin dış ticaret hedefine ulaşmasında büyük bir rol üstlendiğinin altını çizen Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise, ''Ankara 2018 yılında 7.6 milyar dolarlık ihracat yapmıştır.

İhracatımızın neredeyse yüzde 99'u sanayi ürünlerinden oluşmaktadır. Bunların içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 10'dur. Genel toplam sıralamasında ihracat potansiyeli olarak Ankara, İzmir'den sonra 5. sırada yer alıyor.

Tarımsal ürünleri çıkarırsak Ankara 4. sırada yer alıyor. Ülkemizin hedefleri, sanayi odamızın hedefleri olmakta ve bu konuda elimizden geleni yerine getirmeye çalışmaktayız. ASO, 55 yıldır üretimde başkenti temsil etmenin sorumluluğuyla, başkenti sanayide sanayinin başkentine dönüştürme çabasında olmuştur.

Zihniyet dönüşüme öncülük edecek olan şehir Ankara'dır. AR-GE yapan üreticilerin yüzde 15'i, ileri teknoloji üretiminin yüzde 13'ü Ankara'dadır. Ar-Ge üreticilerinin yüzde 78'i Ankara'dadır'' diye konuştu. 

''Çağa uygun teknolojilerle üretime geçilebilmesi için öncelikle firmaların yüksek teknolojili yatırıma teşvik edilmesi gerekmektedir'' 

''Yakın zamanda ortaya çıkan ticaret ve kur savaşları şunu ortaya koydu; artık ülkelerin en büyük silahı üretim güçleridir'' diyen Özdebir, ''Şu an ekonomik anlamda bir sıkıntı yaşıyoruz. Dünya sanayi üretiminde bir gerileme var.

Buna rağmen ülkemiz bugünleri de çok rahat atlatacaktır. Yeter ki birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Yakın zamanda ortaya çıkan ticaret ve kur savaşları şunu ortaya koydu; artık ülkelerin en büyük silahı üretim güçleridir.

Bu sürecin uzağında kalmamak için firmalarımız sanayideki dijitalleşme eylemlerini gerçekleştirmek için yüksek nitelikli iş gücüne ihtiyaçları vardır. Çağa uygun teknolojilerle üretime geçilebilmesi için öncelikle firmaların yüksek teknolojili yatırıma teşvik edilmesi gerekmektedir. Yatırımın artırılması için teşviklerin yanında firmalarımızın kar edebilmesi de gerekmektedir'' dedi. 

Bakan Varank, konuşmaların ardından gerçekleşen ödül töreninde Ömer Yıldız, Aykut Özüner ve Dolunay Coşkunsu Gönül'e ödüllerini takdim etti.