Prenses Latife'nin arkadaşı ve Latife'nin özgürlüğü için yürütülen kampanyanın müdürü Tiina Jauhianen ile insan hakları avukatı David Haigh, Latife'den 6 aydır haber almadıklarını ve hayatı için endişe ettiklerini söyledi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Marta Hurtado, iki gün önce yaptığı açıklamada Dubai'den Latife'nin hayatta olduğuna dair 'yaşam kanıtı' istediklerini ancak Dubai'den bir yanıt alamadıklarını ifade etti.

BAE Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum'un küçük kızı Prenses Latife (35) hakkında yapan Tiina Jauhianen ile David Haigh, Latifa'yı en son eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson ile yemek yerken çekilen fotoğraflar dışında haber almadıklarını belirtti. BAE Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan fotoğraflarda görülen Latife hakkında Mary Robinson daha sonra İngiliz basınına konuşarak Latife'nin iyiliği için halka açık bir yerde buluşup o fotoğrafı çektirdiğini söyleyerek "Korkunç bir şekilde kandırıldım" ifadelerini kullandı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Marta Hurtado, Cenevre'de iki gün önce yaptığı açıklamada "Herhangi bir yaşam kanıtımız yok ve onun yaşadığına dair açık ve ikna edici bir kanıt istiyoruz. Tabii ki öncelikli endişemiz onun hala hayatta olduğundan emin olmak" dedi.

"1 YIL BOYUNCA KAÇIŞI PLANLADIK"
Latife ile nasıl tanışıp arkadaş olduklarını anlatan "Latife'ye Özgürlük" kampanyasının Müdürü Tiina, "2010'da Latife ile tanıştım, sonra zaman için arkadaş oldum. Birkaç yıl sonra bana güvendi ve kız kardeşi Samsa'nın daha önce aile mülkü Surrey'de tatilde olduğu sırada kaçırıldığını söyledi. Samsa kaçırıldı ve Dubai'ye geri getirildi. Sonuç olarak Samsa da hapis hayatı yaşıyor. Latife 2002 yılında, 16 yaşındayken ve kız kardeşi Samsa için yardım almak için Dubai'den kaçtı. Latife yakalanarak 3,5 yıl hapis yattı. Yani her ikisinin de gördüğünüz gibi, (Dubai'den) ayrılmak için sebepleri var. Okumalarına asla izin verilmedi, seyahat etmelerine izin verilmedi, bağımsız bir hayat yaşamalarına izin verilmedi. Bu yüzden Latife 2017'de benden Dubai'den ayrılmasına yardım etmemi istedi. Tereddüt etmedim. Her ikisi de temel özgürlük haklarına sahip değil" dedi.

BABASI ULUSLARARASI SULARDAN KAÇIRDI
Latife'nin 2018 yılında Dubai'den kaçarken birlikte olduklarını ifade eden Tiina, "2018'de Latife Dubai'den kaçtığında ben onunla birlikteydim. Pek çok insan tüm bunları planlamamızın ne kadar sürdüğünü bilmiyor. 2017 yazında plan yapmaya başladık, pek çok hazırlık vardı, çok riskliydi, tabii çok tehlikeliydi, planımızı arkadaşlarımıza veya ailemize söyleyemedik. Bunu gizli tutmalıydık. Sonra nihayet Şubat 2018'de Dubai'den ayrıldık ve 8 gün sonra Hindistan'ın Goa sahiline geldik. Teknemizin yolu kesildi, ardından Latifa silah zoruyla kaçırıldı ve Dubai'ye geri getirildi. Tüm bu planlamadan sonra, tüm bu umutlardan sonra, tüm hayallerimiz yıkıldı. Çünkü babası çok güçlü. Bu kaçırma olayını uluslararası sulardan yönetmeyi başardı" ifadelerini kaydetti.

HİNDİSTAN İLE DUBAİ YASADIŞI MAHKUM DEĞİŞİMİ YAPTI
Latife'nin hapishaneye çevrilmiş bir villada yaşadığını düşündüklerini belirten avukat David Haigh, "Hintli yetkililer kesinlikle yardımcı olmadı. Hatta sorunun bir parçasıydılar. 2018'de sahil güvenlik bayrağı altında birkaç komandoyla tekneye saldırdılar. Tekne kaybolduğunda ben arka planda takip ediyordum. İçinde bazı Avrupalı ​​vatandaşların ve VIP kişilerin bulunduğu tekne, Goa sahilinden kayboldu. Bu durumda yapacağınız şeylerden biri sahil güvenliğe haber vermektir. Biz de bunu yaptık. Hindistan sahil güvenlik cevap vermedi. Bazı detaylara ihtiyaçları olduğunu söyledi. İkinci kez ilettik ve sahil güvenliğinin bize neden daha fazla bilgi vermeyişinin çok garip olduğunu düşündük. Ve sonra olaya (kaçırılma) dahil oldukları belli oldu. Ardından, kısa süre önce BAE'nin Dubai'de tutulan ve Hindistan'da aranan Christian Michel adında bir kişiyle yasadışı mahkum takası yaptığını gördük. Bu yüzden BAE iade koşullarını ihlal etti ve Hindistan'a bu kişiyi gönderdi. Hindistan da Latife'yi ve diğerlerini bu kişi karşılığında geri gönderdi. Yani bu durum yasadışı bir mahkum değişimiydi" dedi.

Tiina Jauhianen, "Aralık 2018'de Mary Robinson'la birlikte fotoğraflarını görene kadar Latife'den haber alamadık. 2019 baharında Latifa'ya bir telefon göndermeyi başardık. Onunla iletişime geçtik. Bu telefon görüşmesinin kayıtları Panaroma TV programı tarafından yayınlandı" ifadelerini kullandı. Prenses Latife'nin özgürlüğü için Birleşmiş Milletlere başvurduklarını belirten ve bu süreci anlatan avukat David Haigh, "Şikayeti ilk olarak Mart 2018'de BM'ye ilettik. O zamandan beri, BM'nin bir çalışma grubu Latifa'nın kayboluşunu soruşturmaya başladı. Geçen yıl aralık ayında bir karara vardılar. BM, Latife'nin gözaltına alındığı ve iradesine aykırı tutulduğu sonucuna vardı. Daha fazla delil sunulduktan sonra, BM bir dizi başka çalışma grubunu da soruşturmaya dahil etti" ifadelerini kaydetti.

YAŞAM KANITI GÖNDERMEDİLER
Cuma günü açıklama yapan BM, Birleşik Arap Emirlikleri'nin en son 2018'in sonlarında görülen Dubai hükümdarının kayıp kızı Şeyha Latifa bint Muhammed el-Maktum'un hala hayatta olduğuna dair ikna edici kanıt sunmakta başarısız olduğunu söyledi. Cenevre'de basın toplantısı düzenleyen BM sözcüsü Marta Hurtado BAE'nin taleplerine yanıt vermediğini veya Latife'nin tutulduğu koşulları açıklığa kavuşturmadığını ifade etti.

'PRENSES LATİFE'YE EVDE BAKILIYOR' İDDİASI
19 Şubat'ta BAE'nin Londra Büyükelçiliğinden Dubai Emirlik ailesi imzasıyla açıklama yapılmıştı. Açıklamada, "Prenses Latife'ye evde bakıldığı, tedavisinin devam ettiği ve en uygun zamanda kamuoyu önüne yeniden çıkacağı" belirtilmişti.

2018'de ülkeden kaçmaya çalışırken yakalanan Prenses Latife, olaydan sonraki aylarda gizlice çektiğini söylediği videolarda, tıbbi veya yasal yardıma erişimi olmaksızın, pencere ve kapıları kapalı, polisler tarafından korunan bir villada tek başına tutulduğunu anlatmıştı. Prenses Latife, bir Fransız'ın yardımıyla 2018'de ülkeyi deniz yoluyla terk etmeye çalışırken Hindistan açıklarında yakalanmış ve geri götürülmüştü. Dünya çapında çok sayıda insan hakları savunucusu, Latife'nin zorla ülkeye götürüldüğünü ve bunun bir "kaçırılma" olduğunu belirtmişti. Şeyh Al Maktum'un eski eşi Prenses Haya da 2019'da iki çocuğuyla İngiltere'ye kaçmıştı.