Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giray Saynur Derman ve Dünya Azerbaycanlıları Kongresi Başkanı Dr. Asıf Kurban, AA muhabirine yaptıkları değerlendirmede, Ermenistan'ın sivil yerleşim yerlerine saldırı düzenleyerek uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın "savaş suçlusu" olarak yargılanması gerektiğini söyledi.

Derman, Ermenistan’ın 1990’lı yıllarda başlayan işgal sürecinden bugüne kadar yaklaşık 20 bin Azerbaycan askerinin şehit olduğunu, 1,5 milyon kişinin ise mülteci ve göçmen durumuna düştüğünü vurguladı.

Bölgenin doğal gaz ve petrol boru hattı koridoru olmasından dolayı iki ülke arasındaki gerilimin uluslararası kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini belirten Derman, “Sürekli bir şekilde insanlık suçu işleyen Ermenistan, Azerbaycan ile arasında sağlanan ateşkesleri ihlal etti. Ne ateşkes ne de diplomasi yolunu dikkate alan Ermenistan ordusu, provokatif saldırılarına devam etmektedir. Paşinyan yönetiminde Ermenistan savaş suçları işlemeye devam ediyor. Üç kez insani ateşkes ilan etme konusunda anlaşma sağlanmasına rağmen Ermenistan tarafı, anlaşmaya varılmasından hemen sonra ateşkesleri ihlal etmekten geri durmuyor.” diye konuştu.

Derman, üçüncü kez ateşkesi ihlal eden Ermenistan’ın, sistematik bir şekilde sivil yerleşim yerlerine Smerch füzesi, roket, misket bombasıyla saldırı düzenlemesinin savaş suçu kapsamına girdiğini vurgulayarak şunları söyledi:

"Ermenistan’ın bu saldırılardaki temel hedefinin Rusya’nın ve Batı ülkelerinin özellikle Fransa’nın desteğini alarak Azerbaycan’a karşı güç kullanımı sağlamak olarak değerlendirebilirim. Bu saldırıda Ermenistan’ın Rus silahlarını kullanması da ayrıca dikkat çekici. Saldırıların Azerbaycan topraklarında gerçekleşmesi Rusya’ya müdahale hakkı doğurmadığı gibi Azerbaycan’ın meşru müdafaa hakkı nedeniyle karşı saldırısını da haklı kılmaktadır.”

Derman, Rusya'nın Batı ile iş birliğinden dolayı Ermenistan'a kızgın olduğunu, Hazar enerji havzasında pay sahibi ve Avrupa Birliği'nin (AB) gaz tedarikçisi olan Azerbaycan'ı ise karşısına almak istemediğini savundu.

Derman, "Ermenistan Azerbaycan karşısında askeri teçhizat ve ordu bakımından mukayese edilemeyecek kadar zayıftır. Bu saldırıyı yaparken kime güvenmektedir? Elbette önce Rusya sonra da Fransa’ya güvendiği aşikardır. Fransa özellikle Doğu Akdeniz meselesinden dolayı çatışma alanlarını genişletip Türkiye’ye hasmane hamle içine girdiği için Azerbaycan-Türkiye yakınlığını da hesaba katarak Karabağ üzerinden sıkıştırmaya çalışmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Savaş kanunlarının her ihlali bir savaş suçudur"

Ermenistan'ın çatışma alanlarını Karabağ dışına yayıp, Azerbaycan’ı kendi toprakları dışına çekip, meşru müdafaa hakkını engelleyip suçlu konuma getirmeye çalıştığını vurgulayan Derman, şöyle devam etti:
"Bütün bu ihlaller bu amaçla yapılmaktadır. Oysaki bütün hesaplar ters döndü. Azerbaycan son derece başarılı bir şekilde ilerleyip topraklarını işgalden kurtarıp geri almaktadır. Kanaatimce Ermenistan’ın tüm bu haksız müdahalelerine sivillere saldırılarına rağmen, Azerbaycan’ın başarılı karşı taarruzuyla birlikte işgal altındaki Karabağ, Ermenistan’ın elinden alınarak yeniden ait olduğu ülke olan Azerbaycan’a geçecektir."

Derman, Paşinyan’ın tüm halkı savaşa davet etmesi, savaşın başka ülkenin topraklarında yaşanması, sivillerin hedef alınması, kamuya açık alanların ve askeri tesislerin hedef alınması gibi çeşitli suçlardan dolayı ferdi sorumluluk davasında yargılanabileceğini aktardı.

Sivil halkın hedef alınarak öldürülmesi, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması, askeri hedef olmayan din, eğitim, sanat, bilim ya da hayır amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi anıtlara ve hastanelere saldırılar gibi eylemlerin savaş suçu kapsamında değerlendirildiğini vurgulayan Derman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devletler arası çatışmalarda savaş kanunlarının her ihlali bir savaş suçu sayılmaktadır. Savaş suçları uluslararası insani hukuk kapsamında, insanlık suçları olarak da nitelendirilir. Savaş suçlarının uluslararası insani hukuk alanında önemli bir yeri vardır ve Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi gibi uluslararası mahkemeler bu amaçla düzenlenmiştir."

- "Ermenistan terörist bir devlet haline geldi"

Dünya Azerbaycanlıları Kongresi Başkanı Kurban da Ermenistan'ın anlaşmanın mürekkebi kurumadan üçüncü kez insani ateşkesi ihlal ettiğini ve Azerbaycan’ın sivil yerleşim yerlerine yasaklı füzelerle saldırı düzenlediğini söyledi.

Ermenistan'ın cephede kaybettikçe, bölgeyi bir ateş çemberi içine almak için her yolu denediğini ifade eden Kurban, şöyle konuştu:
"Ermenistan'ın, bölge güvenliği için tehlikeli olduğu kanıtlanmış durumda. PKK/YPG ve benzeri terörist grupları getiriyor. Ermenistan Savunma Bakanı'nın Ermeni askerleriyle birlikte bir fotoğrafı yayınlandı. Fotoğrafta, Ermenistan Savunma Bakanı'nın yanında oturan çıplak ayaklı bir Ermeni askerinin üniforması Azerbaycan askeri üniformasıyla aynıydı. Amaç ortada, bir çatışma sonucu bu terörist ölseydi, bu fotoğraf üzerinden Azerbaycan terörist grupları bölgeye getiriyor yalanına başvuracaklardı. Dünya kamuoyunu yanıltma girişimleri de bir bir deşifre oluyor."

Kurban, Ermenistan ordusunun paralı teröristlerden oluştuğunu vurgulayarak "Ordusu teröristlerden oluşan Ermenistan da terörist bir devlet haline dönüştü. Paşinyan, dağılan ordusu yerine terörist gruplardan ve paralı askerlerden oluşan bir ordu kurdu." dedi.

Norduz sınır kapısından Ermenistan'a yardımların gittiğine dair iddialar olduğunu da belirten Kurban, İran'ın bölge barışı adına bir an önce bu sınır kapısını kapatması gerektiğini söyledi.

Kurban, 8 milyar dolar dış borç ve 1,5 milyar dolardan az bir döviz rezervine sahip olan Ermenistan'ın ekonomik gücünün üstünde silahlara nasıl sahip olduğunun sorgulanması gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti:
"Ermenistan ekonomik olarak çökmüş durumda. Fakat elindeki silahların değeri ekonomik gücünün çok üstünde. Ermenistan'a giden bedava silahların olduğu ortada. Özellikle AGİT Minsk grubunda yer alan ve açık şekilde Ermenistan'ın tarafını tutan Fransa’nın AGİT grubundan çekilmesini istiyoruz. Azerbaycan halkı tek yumruk gibi bütünleşmiş durumda ve Ermeni teröristler tarafından işgal edilmiş topraklarını temizlemekte kararlıdır. Bunu da başarılı bir şekilde sahada uygulamakta, 30 yıldır işgal altında olan tarihi topraklarını işgalcilerden kurtarmaktadır. Azerbaycan bu başarısı ile bölgeye barış getirecektir."

Kurban, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi vicdanlı her ülkenin ve bireyin Azerbaycan'ın yanında yer alması gerektiğini vurgulayarak bölgede barışın ve adaletin tesisi için Ankara'nın diplomatik temaslarını sürdürdüğünü dile getirdi.

Dünya medyasının Ermeni teröristlerinin Azerbaycan’da yaptığı sivil katliamları görmezden geldiğine de değinen Kurban, Türkiye medyasının Azerbaycan'ın haklı davasını tüm dünyaya duyurduğunu ifade etti.