DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin haftalık basın toplantısında gündeme dair ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Dış politika konusunda iktidara eleştiriler yönelten Babacan, ''Dış politikada bugüne kadar yaptığı hatalarla ciddi bir eksen sorununa yol açan Erdoğan-Bahçeli-Perinçek troykasının dış politikadaki yalpalama devri artık sona ermelidir.'' dedi.

“ÇOK AZ KALDI HIZLA AYAĞA KALKACAĞIZ”
Babacan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Sürekli kriz üreten mevcut otoriter ittifakla vedalaştığımızda, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile her bireyin tek tek güçlü olduğu bir Türkiye’ye kavuşacağız. İnanıyorum ki, ülkemiz dünden daha güzel olacak, dünden daha güçlü olacak.

Önce insan ilkemizden asla vazgeçmeyeceğiz. İktidardan gelen irili ufaklı yorumları boş verin. Onlar farklı siyasi kimlikteki insanlarla masaya oturmadıkları için dinlemeyi bilmedikleri için anlayamazlar. Huzurla nefes alacağız. Çok az kaldı. Hızla ayağa kalkacağız. Bundan hiç endişeniz olmasın.

''NÜKLEER SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ; KAYBEDENİ İSE TÜM DÜNYADIR''
Ukrayna'nın işgaline dair birkaç noktanın altını çizmek istiyorum.

Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı saldırı temelsizdir. Rusya Federasyonu’nun kışkırtılması söz konusu değildir. Bu saldırının meşru hiçbir boyutu yoktur.

Bağımsız bir ülkeye kukla bir rejim getirmek gibi arkaik bir ihtiras, yeni bir insanlık krizine kapı aralamıştır.

Nükleer saldırı tehdidinin işaret edilmesi insanlık adına utanç verici bir gelişmedir. Nükleer savaşın kazananı olmaz. Kaybedeni ise tüm dünyadır.

Savaştan en çok etkilenen çocuklardır, kadınlardır. İnsanlar ülkelerini terk etmek zorunda bırakılıyor.

Bundan böyle, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ülkelerinin güvenlik stratejisinin tümüyle güncellenmesi gerekecektir.

Türkiye’nin de içinde olduğu Avrupa, çok net ve hızlı adımlarla bu yeni dönemin gereklerini yerine getirmek zorundadır.

Ülkemizin de bölgemizin de, istikrarsızlığa ve düzensizliğe sürüklenmesini önlemenin yegâne yolu, hukukun üstünlüğüne saygı duymaktır.

Türkiye, hem Avrupa hem NATO üyesidir. Siz Avrupa'yı NATO'yu suçlayana kadar siz napıyorsunuz onu söyleyin. Bu savaşın ekonomik sonucu da yıkıcı olacaktır. Temel ham maddedeki artış küresel piyasayı da etkileyecektir. Avrupa birliği noktasında bir an önce kararlı duruş sergilenmelidir.

“ERDOĞAN-BAHÇELİ-PERİNÇEK TROYKASININ DIŞ POLİTİKADAKİ YALPALAMA DEVRİ ARTIK SONA ERMELİ”
'Ukrayna'da gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye'ye gösterin' dedi Erdoğan. Ama kalkıp Avrupa Konseyi'nde çekimser oy kullandı. Bu büyük tutarsızlıktır. Ne yaptığını bilmemezliktir.

Dış politikada bugüne kadar yaptığı hatalarla ciddi bir eksen sorununa yol açan Erdoğan-Bahçeli-Perinçek troykasının dış politikadaki yalpalama devri artık sona ermelidir.

Bu savaşın ekonomimize en az 20-25 milyar dolarlık bir zarara yol açacağını öngörüyoruz. Ülkemizdeki otoriter ortaklığın, dış gelişmeler karşısında ekonomimizi kırılgan hale getirmesinin sonuçlarını yaşıyoruz.

Barış zamanında gelişmeleri takip eden, riskleri analiz eden ve kriz anında krizi yönetebilen bir izleme ve değerlendirme merkezi kuracağız.

Muhtemelen bugünlerde Merkez Bankası yine arka kapıdan yoğun döviz satıyor. Rakamlar çıkar ortaya. İstedikleri kadar gizlemeye çalışsınlar.”