İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Aziz milletim, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Kabine toplantımızda güvenlikten sağlığa tüm meseleleri enine boyuna değerlendirdik. Geçtiğimiz günlerde Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesine yapılan harekatla ilgili ayrıntılar üzerinde durduk.

Bu harekatta şehit düşen askerlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye 40 yıldır bölücü terörle mücadele eden,bu uğurda pekçok kayıplar veren, acılar çeken bir ülkedir. Bu süreçte her yolu deneyerek terör bataklığını kurutmaya çalıştık.

1990'lı yılların kaotik ortamında terör örgütü kamu görevlilerimize, sivil vatandaşlarımıza karşı acımasız saldırılar gerçekleştirmiştir. Bebeklerden çocuklara, kadınlardan yaşlılara kadar herkes hedef alınmıştır. Milletimiz birlik ve beraberliğine sahip çıkarak, devletimiz de mücadele vererek gözünü kin bürüyen örgütün hedefe ulaşmasını engellemiştir.

Türkiye üzerinde hesabı olan çevreler 2013 yılından itibaren pek çok araçla PKK'yı yeniden harekete geçirdiler. Hiçbir insanımızın kanı dökülmesin, yüreği yanmasın, analar ağlamasın, çocuklar yetim kalmasın diye her türlü gayreti samimiyetle gösterdik. Özellikle 2015 Temmuz ayından itibaren yoğunlaşan saldırılar çeşitli ilçelerimizin çukurlarla kuşatılmasına kadar vardı. Sur, İdil, Cizre, Nusaybin, Derik, Dargeçit'te yaşanan hadiseler güvenlik kuvvetlerimizin mücadelesiyle bastırılmıştır.

Saldırıların ardından gelen 15 Temmuz darbe girişimi, terör olaylarıyla ülkemizde oluşturulan iklimin asıl amacını ortaya sermiştir. Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışanlarına karşı milletimiz istiklal ve istikbaline sahip çıkarak tarihi bir ders vermiştir.

Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalıştırılan terör koridorunu kırmak için de çok sayıda harekat gerçekleştirdik. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı sayesinde sınırlarımızın güneyini güvenli hale getirdik. Temmuz 2015 yılından bugüne kadar ülkemizin verdiği şehit sayısı 401'i asker 443 jandarma olmak üzere toplam 1259'dur.

Terör örgütlerinin saldırılarında 770 vatandaşımız hayatını kaybederken 5 binin üzerinde vatandaşımız yaralanmıştır. Yurt içinde 6000 yurt dışında 6900 olmak üzere toplamda 12 bin 900 olmak üzere imha edilmiştir. Terör örgütünün yıllarca uğraşarak kurduğu kadronun önemli bir bölümü 5 yıllık süreçte büyük ölçüde bertaraf edilmiştir.

Milletimizin her bir ferdinin ülkesinin istiklali, istikbali söz konusu olduğunda karşısındaki ister terörist, ister darbeci olsun gözünü kırpmadan şehadete yürüyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Her bir şehidimizin, gazimizin, her bir teröristin nihayetinde bir can olduğunu asla unutmuyoruz. Biz ne batılılar gibi insanı metalaştıran ne PKK ve DEAŞ benzeri örgütler gibi körü körüne ölümü yücelten ne de FETÖ'cüler gibi iradesini tek kişiye teslim eden bir anlayışa sahip değiliz.

17 BİN 750 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 17 bin 750'yi buldu

"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KINAMAYAN HİÇ KİMSE KENDİNİ BU ÜLKENİN SİYASETÇİSİ OLARAK TAKDİM EDEMEZ"

Amasız, fakatsız, lakinsiz bir şekilde terör örgütünü kınamayan hiç kimse kendini bu ülkenin partisi, siyasetçisi olarak takdim edemez.

Terörle mücadele meselesi, her türlü siyasi çekişmenin, hesabın, günlük polemiklerin üzerinde tutulması gereken milli bir konudur.

PKK'yla arasına mesafe koyamadığı için bizim nazarımızda bir parti var. Terbiyesize bak. Alçaklık da demiyorum, çukurlukta sınır tanımayanlara, bu millet onca şehidimizin ve gazimizin hesabını soracak.

"KILIÇDAROĞLU BİR SÜRÜ ZIRVALIĞI ARKA ARKAYA SIRALADI"

Hadi bunlar tescilli terör yardakçısı, peki bu ülkenin ikinci büyük partisi durumundaki CHP'ye ne oluyor? Kılıçdaroğlu dün bir sürü zırvayı arka arkaya sıraladı.

Arada bize de güya sorular soruyor. Bu soruları dünyadan ve ülkemizden haberi olmayan bir meczup sorsa diyeceğiz ki mazurdur. Ama öyle değil. CHP'nin başındaki adamcağız hayatının bir bölümü memuriyetle, diğer bölümü siyasetle geçmiş, kasetle geçmiş olsa da CHP'nin genel başkanlık koltuğunu cebren ve hile ile işgal etmiş biridir. Söylediklerine bakarak bu zatın PKK terör örgütünün nasıl alçak bir yapı olduğundan, kimlerden destek aldığından habersiz olduğunu anlıyoruz.

(Kılıçdaroğlu) İlk seçimde bu zatın hak ettiği dersi son defa alacağına inanıyorum.

Yine bu zatın terörün uluslararası boyutundan, terör örgütlerinin uluslararası alanda nasıl aparat olarak kullanıldığından zerre kadar malumatı olmadığını görüyoruz.

Bu operasyonun sorumlusu elbette aynı zamanda başkomutan ve yürütmenin başı olan cumhurbaşkanından, askerinden polisine, istihbaratçısına kadar Türkiye Devleti'dir.

Geçmişte Suriye'den Karabağ'a, Libya'dan Doğu Akdeniz'e kadar yaptığımız hiçbir operasyonu zaten sahiplenmediler.

MİLLİ UZAY PROGRAMI

Ülke olarak bir yandan terörle, bir yandan salgınla uğraşırken demokratik ve ekonomik kalkınmamızı ileriye taşıyacak çalışmaları da asla ihmal etmiyoruz.

Türkiye'nin yeni başarı hikayelerini teknoloji öncülüğünde özgün işlere imza atan bilim insanlarımızla birlikte yazacağız. Geleceğimizi yüksek teknolojide, inovasyonda arıyoruz.

Bu alanda gelecek 10 yıldaki hedeflerimizi ve yol haritamızı paylaştık. İnandığımız ve kendimizi adadığımız müddetçe bu hedeflere ulaşma konusunda önümüzde hiçbir engel göremiyorum.

Son 18 yılda yaptığımız yatırımlarla bugün uzay alanında olgunlaşmış insan kaynağına sahip bir Türkiye var. Kendi uydularını üretebilen, geliştirebilen dünyada az sayıdaki ülke arasındayız. Gözünü uzaya dikmiş tutkulu evlatlara sahibiz. Ay'a ulaşmak ya da uzaya bir Türk vatandaşını göndermek gibi hedefler emin olun yalnızca birkaç adım ötemizdedir. Milli Uzay Programı'nın milletimizce büyük bir heyecanla karşılandığını görmek bizleri ayrıca memnun etti.

Bu milletin derdiyle dertlenemediği gibi başarılarıyla gururlanamayan nasipsizler burada da kendilerini gösterdiler. Biz Samanyolu Galaksisi diyoruz, onların aklı hala samanda. Bu vizyoner atılıma 'uzay masalı' diyecek kadar küçüldüler.

(Türkiye'nin Otomobili) İnşallah birçok yenilikçi teknolojiyle TOGG, hedeflediğimiz tarihte milletimizin hizmetine sunulacak.

Sanayi üretimindeki güçlü artış, Türkiye'nin 2020 yılını pozitif büyümeyle kapatacak nadir ülkelerden olduğunu bir kez daha teyit etti.

"KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİN SÜRESİNİ MART AYI SONUNA KADAR UZATTIK"

Toplamı 311 milyar lirayı bulan destek ve teşviklerle sıkıntıları bir nebze hafifletmenin gayreti içindeyiz. Gübre desteklerini yüzde 100 artışla 2 katına çıkarıyoruz. Buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi hububat ürünlerinde dekara 8 lira olan desteği 16 liraya yükseltiyoruz. Organik ve organomineral gübre kullanan üreticilerimize ise ilave olarak dekara 10 lira olan destekleme ödemesini 20 liraya yükseltiyoruz.

Kısa Çalışma Ödeneğinin süresini son olarak Mart ayı sonuna kadar uzattık.

NORMALLEŞME TAKVİMİ

İllerimizi, Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre 4 gruba ayırarak mart başı itibarıyla kademeli normalleşme sürecini başlatıyoruz. Halen uzaktan eğitimle faaliyetlerine devam eden öğrencilerimizin durumu, illerimizdeki vaka sayısına göre değerlendirilecektir.

Restoran, kafe, kıraathane ve benzeri esnafımızı rahatlatacak adımların yol haritası önümüzdeki günlerde açıklanacaktır. Hafta sonu uygulamasından başlayarak sokağa çıkma sınırlamasını illerde vaka, aşılama ve diğer kriterlere göre aşamalı şekilde kaldırıyoruz. İllerimizi vaka, aşı oranları gibi kriterlere göre düşük, orta, yüksek, çok yüksek riskli olarak sınıflandıracağız. Normalleşme takvimini de buna göre yürüteceğiz. Biraz daha sabrederek, biraz daha fedakarlık yaparak bu musibeti tehdit olmaktan çıkartabilecek bir yerde duruyoruz.