KIZMAZSANIZ Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’u öveceğim biraz.

 

İçim de pek rahat.

 

Çünkü benim ilkem şudur:

 

“Yeremediğini övme / Övemediğini yerme.”

 

Günümüzde Belediye başkanlarını yermek sonuna kadar serbest mi?

 

Serbest.

 

O zaman mesele yok.

 

Kendilerini sonuna kadar övebiliriz de.

 

* * *

 

Gözlemleyebildiğim kadarıyla…

 

Bir "Fatih Mehmet Erkoç alerjisi" var toplumun bir bölümünde…

 

İki temel gerekçeye dayanıyor bu alerji:

 

BİR: Tekke Mahallesi kentsel dönüşüm ile alakalı arsalar ve evlere verilen düşük bedeller…

 

İKİ: Trabzon caddesinin yayalaştırma projesi ve trafiğin içinden çıkılmaz bir hal alması…

 

Hemen söyleyeyim:

 

Bu iki gerekçe de benim Fatih Mehmet Erkoç’a alerji duymamı değil, sempati duymamı sağlıyor.

 

***

 

Birinci gerekçeye bakalım:

 

Ne yapması bekleniyor Erkoç Başkan’dan?

 

Tekke mahallesinde kentsel dönüşüm kararına istinaden arsalara, evlere verilen bedellerin yükseltilmesi…

 

Bu minvalde birazda benim gayretim neticesinde geçen hafta tekke mahallesinin kentsel dönüşümü ile ilgili mahalle muhtarımız Nazif Mencik başkanlığında oluşan bir heyet ile Başkan Erkoç’u ziyaret ettik…

 

Tekke mahallesinde ne yapmak istediklerini en yetkili kişi olarak Başkan, “Arsa ve evlerin fiyatlarının yeniden güncelleme yapılarak bedellerin yükseltileceğini, hiçbir insanın sokakta bırakılmayacağını, önceliklerinin 1’nci bölge yani Ulucami karşısındaki görüntünün bir an önce kaldırılması gerektiğini, 2’nci bölgenin ise yıkımının biraz zaman alacağını dolayısıyla doğalgaz kullanması adına belediye olarak armadaş’a yazı yazılacağını” samimiyetle anlatması ve heyet de bulunan tüm arkadaşların kendisini can kulağı ile dinleyerek “Başkanım biz bunları duymak istiyorduk. Her kafadan bir dedikodu duyuyorduk. Bizde belediyemize elimizden gelen desteği vereceğiz” demeleri çok güzeldi…

 

***

 

İkinci gerekçeye gelince…

 

Vatandaşlarımızın isyanı bu caddenin baştanbaşa sol tarafa park yapılmaması. Haklılar mı? Bence haklılar. Ancak; Trabzon Caddesi projesinin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, arasa camisinin orada yapılacak üst geçit ve kavşaklardaki çalışmalar bittiğinde, şehir merkezindeki trafikteki tıkanmaların önüne geçileceği ve bir önceki yazımda da belirttiğim gibi insanlarımızı kapalı otoparklara araçlarını götürme yollarının teşvik edilmesi gerekliliğini vurgulamak isterim.

 

***

 

Bu iki gerekçenin dışında önceki akşam Türkiye’deki tüm ulusal kanallarda bir başka güzel hadise, Büyükşehir Belediyemizin hizmeti olan “Manevi evlat butonu” haberi oldu.

 

Dinlediğim kadarıyla...

 

Bir yaşlı amcanın, “öyle evlatlar var kine, analarını babalarını yurda atiler. Anam babam ne yiii, ne içiii, insan sormaz mı hiç? Bu butonu buraya koydular, evladımızdan daha yakın” söylemesi…

 

Bir yaşlı teyzenin ise, “Bu arkadaşlar evlatlarımdan iyi. Bana yoldaş gibi, ne tatlı. Oradan açıyorlar buradan konuşuyoruz. Hasta olsam, bu düğmeye basıyorum. Geliyorlar, beni götürüyorlar, ilacımı alıyorlar…” demeleri yok mu?

 

Yüreğimden gelerek söylüyorum:

 

Bu hizmetlerden dolayı Başkan Erkoç’u avuçlarım patlayana kadar alkışlamak isterim…

 

Siyasette önemli olan, gönüllerde yer edinmek…

 

Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi; “Baki olan bu kubbede hoş bir sada bırakmaktır”

 

Tebrikler Sayın Başkan…