Niye biz böyleyiz…

İçimizden biri bir yere, bir makama geldiğinde niye çekememezlik yapıyoruz…

Niçin alkışlamıyoruz…

Niçin destek olmuyoruz…

Arkadan konuşmak, çekiştirmek, ceketinden tutup alaşağı etmek için var gücümüzle uğraşmak niye!

Aklım almıyor…

Bizim tek derdimizin, Kahramanmaraş’ın gelişmesi, güzelleşmesi, büyümesi ve istihdam sağlaması, adına birlik olmamız gerekmez mi?

Bir Veysi Kaynak, bir Mahir Ünal, bir Celalettin Güvenç, bir Fatih Mehmet Erkoç, bir Hanefi Mahçiçek, bir Necati Okay, bir Osman Okumuş, bir Yakup Hamdi Bozdağ, bir Fatih Mehmet Güven ve diğer yetkililer bu şehrin insanlarının seçtikleri yöneticiler değil mi?

Hep birlikte bu şehri daha ileri nasıl götürürüz, düşüncesinden ziyade…

Seçtiklerimizin bir makama gelmeleri sonucunda daha koltuklarına oturur oturmaz onları alaşağı etmek için yazı yazan…

Kuyusunu kazan…

Kıskançlık krizine giren girene…

Yapmayın beyler yapmayın…

Hani derler ya!

Düşmana gerek yok, biz kendi kendimize düşmanlık ederiz…

Kendi kendimizi mahvetmek için yer bitiririz…

Mehmet Akif’in ‘Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor’ dizelerini sanırım bugüne, ‘Bu şehirden bir makama getirilenlerin arkasından Ya Rab, dalavereler, kuyu kazmalar, dedikodular, alaşağı etmek için siyasi hinlikler yapılabiliyor’ diye düzeltmek lazım.

Kısaca diyorum ki; Bir Ali Doğan’a, bir Mehmet Sağlam’a, bir Mahir Ünal ve Veysi Kaynak’a Bakanlıklar ve Başbakan Yardımcılığı verilirken şahıslarına münhasıran verilmiyor…

Sayın Başbakan Yardımcımız Veysi Kaynak’ın bir toplantıda söylediği gibi…

Bu makamlar, KAHRAMANMARAŞ İline veriliyor…

Ve ekliyor…

“Bu makamlar gelip geçici, biz görevimiz boyunca bu makamlarda bulunurken şehrimize hizmet etmek adına var gücümüzle hep birlikte çalışmalıyız…”

“Ve ben bu koltuklarda ilelebet oturamam ama ölene kadar bu şehirde yaşayacağım.”

Sayın Başbakan Yardımcımızın bu sözlerine karşı ne söylene bilinir ki;

Sadece naçizane bir vatandaş, bir yazar olarak şunu söyleyebilirim: “Yarın bir gün eyvah diye dövünmeden, bu makamların kıymetini bilelim…”

“Ve Kahramanmaraş’ımızı daha ileri götürmek için kıskançlığı, çekememezliği, bir kenara bırakarak STK’lar ve siyasetçiler olarak projeler üretelim ve Veysi Kaynak’tan isteyelim…”

Sonra dövünsek de, iki elimizi başımıza alıp düşünsek de, böyle bir makamı ve makamları ancak ve ancak rüyalarımızda görürüz…

Benden söylemesi…