ADAMA sormuşlar:

“Karınızla ortak bir özelliğiniz var mı?”

Demiş ki:

Var…

*

Nedir? Peki deyince:

“Aynı günde evlendik” cevabını vermiş.

*

Bugünlerde de basın dünyasında, şu sorular soruluyor:

Maliye kaydın var mı?

Var…

Kaç yıllık peki?

Seni ne ilgilendirir?

“Yıla göre kategoriye ayrılacaksın…”

Ondan soruyoruz…

*

Peki, herhangi bir gazetecilerin bulunduğu dernek, cemiyet vs. kaydın var mı?

Yokkk…

Olmazzzzzz…

Hemen bir cemiyete kayıt olmak zorundasın.

Niye?

“Aksi takdirde liste dışında kalırsın…”

Yok ya!

Sen (Türkiye Cumhuriyeti Anayasası MADDE 33: Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.) hükmü var iken…

Senin böyle bir dayatmada bulunman doğru değil ki?

Anayasayı çiğne diyorsun bir nevi…

Bağımlı veya bağımsız tarafını belli et diyorsun.

*

Aldığım cevap ilginç:

Anayasa, manayasa bilmem kardeşim.

Sevsen de sevmesen de, Anayasa da hüküm olsa da fark etmez, dört cemiyetten birine kaydın olacak…

Olmazsam?

“Liste dışında kalırsın.”

*

Yeterli mi?

Dur kardeşim daha var…

Ulusal bir ajansa abone misin?

Sana ne?

Olmak zorundasın…

Niye?

“Yoksa liste dışında kalırsın…”

Hoppala…

*

Daha var mı peki dayatılacak maddeler?

Var tabi…

Ney?

Söyleyin de bilelim.

Büron olacak…

Oldu da bitti maşallah…

Tutuldu veya tuttuk diyelim…

*

Başka…

AK Parti aleyhine her hangi bir belgesiz, bilgisiz bel altı yazı veya haber yayınlanmayacak…

Ney ney?

Sağır mısın kardeşim?

Dedik ya:

AK Parti aleyhine her hangi bir belgesiz, bilgisiz bel altı yazı veya haber yayınlanmayacak…

*

Bak bunda hemfikiriz…

Zaten belgesiz, bilgisiz bir haber yapılmasına veya yazı yazılmasına biz baştan sonuna kadar karşıyız.

*

Eeeee sonra…

Sonrası malum…

Asparagas bir haber yapan site veya gazete olduğunda, cemiyet başkanları sorumlu tutulacak.

Niye ki sorumlu olsunlar?

Ağa öyle dedi…

Yahu bir nevi siz bu dayatmalarla “öyle bir haber” yapıldığında tüm cemiyet ambargo yiyecek diyorsunuz?

Aynen öyle…

Peki, ambargo yiyen cemiyetten istifa edip diğer cemiyete geçecek olan olursa?

Cevap yok…

*

Çok enteresan bir süreç…

Bir yanda Anayasa çiğneniyor…

Diğer yanda…

“Karınızla ortak bir özelliğiniz var mı?” pardon, pardon “cemiyetlerin birine üye oldunuz mu?” diye soruluyor…

*

Alimallah ya yarın bir gün, cemiyet başkanları şunu dayatırsa?

(A) kategorisine şu kadar para…

(B) kategorisine bu kadar…

(C) kategorisine vermeseniz de olur… Gibi dayatma içinde olurlarsa?

Siz seyreyleyin o zaman cümbüşü…

*

Demem odur ki:

Hiç kimse kusura bakmasın ama “bu işten bir cücük çıkmaz…”

Karpuz alırken bile on sefer “tık tık” vurup alıyoruz…

Belediyeler de çalışacağı medya kuruluşunu, kesinlikle kendileri belirler.

Dayatmalar olduğunda ilçe belediyeler geri adım atar.

Çünkü…

Belediyelerin çalışacağı medya kuruluşu vardır…

Çalışmayacağı da…

O yüzden…

“Elli” kişilik liste çıkarılmış ya…

“Ayıklayın bakalım pirincin taşını…”

*

Şimdiden homurdanmalar kulağıma kadar geliyor…

Anlayacağınız…

İlerleyen günlerde, demedi demeyin, kesinlikle “Batman çağıla karışır…”

Çünkü…

Komisyon olayı Büyükşehir için yapılıyor…

Oysaki Büyükşehir, bu oyunun içinde hiç gözükmüyor.

Bir nevi siz kendi aranızda oynayın, “ben bildiğimi yaparım” diyor.

*

Bence siz, şu komisyon olayını bir daha iyice düşünün…

Basını, boyunduruk altına almaya, dayatmalara kalkmayın.

Özellikle belediyeler kimle çalışmak istiyorsa çalışır…

Ürününü tezgâhta sergilemeyen olursa da, kepengi kendiliğinden kapanır.
 

***
 

“AKINCI” SOY İSMİ SANA, HİÇ YAKIŞMIYOR?
 

DÜN, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Facebook hesabından yaptığı açıklamada, operasyona açık bir destek belirtmediği gibi, Kıbrıslı Türklere yönelik katliamlara son veren 1974 Barış Harekâtı’nın da bir savaş olduğunu savundu.

Ve dedi ki:

"1974'te biz adına Barış Harekâtı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce dialog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir."

Böyle bir kişinin KKTC Cumhurbaşkanı olması ve 1974 Barış Harekâtını bile bir savaş ve akan kan olarak nitelemesi aziz şehitlerimize bir hakaret olarak algılıyorum…

*

Ve diyorum ki:

Eyyy soyadı “Akıncı” olan zat…

Sen o soyadının ne anlama geldiğini biliyor musun?

Bilmiyorsan söyleyeyim:

“Düşman topraklarına akın yapan savaşçı”

*

Bence sen o soyadını değiştir…

“Düşmancı” koy…

Çünkü...

“Akıncı soy ismi sana, hiç yakışmıyor…”
 

***
 

İNSANLARIN SAĞLIĞI İLE OYNAYANLAR DEŞİFRE EDİLMELİ
 

ÖNCEKİ gün Tarım ve Orman Bakanlığı 'Taklit ve Tağşiş' listesini yeniledi.

Yeni tahlillerde Kahramanmaraş'ta 7 firma Bakanlık tarafından ifşa edildi.

Kimler yok ki:

-Kes kes döner…

-Küçük Konak lokantası…

-Öz dürümcübaşı…

-Öztuğ ocakbaşı…

-Yağmur et tanzim…

Ve Akifoğlu şekerleme…

*

Et döner içine “kanatlı et tespitinden” tutun da…

“Sakadatların” bile konduğunu düşünebiliyor musunuz?

İnsan sağlığı bu firmalar için demek ki; “her yol Paris…”

En çok da Akifoğlu Şekerlemeye takıldım…

Bu şehirde şekerci dendiğinde ilk akla gelen isimlerden olan bu firma…

Fıstık ezmesi içine “Boya/Gıda boyası” koyması üzüntü vericiydi…

*

Bir şeye sevindim…

Halkımızın duyarlı olmasına…

Onların ihbar, şikâyet, CİMER ve Alo 174 Gıda Hattı başvuruları neticesinde gerçekleştirilen denetimler sonucunda halkın sağlığı ile oynayanların deşifre edilmesinde büyük payı olduğu açıktır.

Bu bakımdan tüketicilerin bu başvurularını sürdürmeleri, kendi sağlıkları yanında şehrim insanlarının sağlığını da korumuş olduklarını bilmelidirler.

Bu firmaların ortaya çıkmasına vesile olan her bir “vatandaşlarımıza/tüketicilerimize” şükranlarımı sunuyorum…