AYLARDAN Mayıs idi…

Bizim Hanifi Emmi’nin fabrikasında ''Koronavirüs endişesi'' diye bir haber yapmıştık…

Vayyyy…

Sen nasıl yaparsın böyle bir haber diyerek, hakkımızda 250 bin TL’lik tazminat davası açmıştı…

*

Tüm Türkiye’de, büyük büyük fabrikaların isimleri zikredilerek, Koronavirüs vakalarının haberleri yapılırken…

Bizim Hanifi Emmi gururuna yedirememişti…

Hele hele yerel basından biri çıkıp fabrikası ile alakalı böyle bir haber nasıl yapabilirdi?

Haddi miydi?

Hemen Ticaret ve Sanayi Odasına talimat verdiği iddiası geldi…

Kanal Maraş’tan hizmet alımını durdurun dediği söylendi…

Akabinde Patronu olduğu firmaya da aynı talimatı verdiği belirtildi…

Alışmış ya!

Yerel medyaya posta koymaya…

Alışmış ya!

Yerel medyaya 300-500 TL vererek haber yaptırmaya…

Zannediyordu ki Kanal Maraş’ta onlardan biri…

Oysa bizim Hanifi Emmi yanıldığını çok geç anladı…

Kanal Maraş’ı ve şahsımı satın alabileceğini zannetti…

*

Hanifi Emmi para babası ya!

Ahır Dağı’nda ki o devasa kaçak binasına yalan beyanda bulunarak eşi adına yapı kayıt belgesi aldırdı…

Ona kim ses çıkarabilirdi?

Ticaret Odasının hükümdarıydı, pardon Meclis Başkanı...

Otur otur, kalk kalk...

Bunu bir kişi ortaya çıkarabilirdi?

Ben…

Bunu şahsım ortaya çıkarınca, yapı kayıt belgesi iptal edildi ve mühürleme yapılarak Hanifi Emmi’nin eşinin adına olan tapu (tapuda eşinin adına kayıtlı) takriben 350 bin TL ceza yemekten kurtulamadı…

Akabinde yıkım kararı çıktı…

Birkaç hafta içerisinde İdare Mahkemesi, Hanifi Emmi’nin eşi tarafından açılan davada umuyorum ki Yürütmenin Durdurulması Kararı Reddedilip, o bina yıkılacak…

Ki yıkılması lazım…

Ki bu şehirde parası olanın bir daha böyle bir davranış içine girmemesi için…

*

Bana diyorlar ki:

Yahu adam kaçak niye yapsın?

Çizdirir projeyi, alır ruhsatı…

*

Bende diyorum ki:

Doğru, ruhsat alabilir…

Parası var… Mühendisleri var…

Ama yasadan aykırı bir şekilde ve büyüklükte şanına yakışacak bir bina ancak kaçak yapılabilir…

*

Yani bu şehirde dokunulmayanlara dokununca…

Doğru haberler yapılınca…

Halkımız Kanal Maraş’ı bir başka takip etmeye başladı…

Her sorununu bizzat telefon açarak söylemeye, ihbar etmeye hatta ve hatta konuşmaya başladı…

Ve günlük 150 bin takipçi sayımıza ulaştık… (Darısı 500 bi'ne)

Bu haber sitemize güvenilirliğin ispatıydı…

*

Yazımın baş kısmındaki konuya dönecek olursam…

Şimdi gelinen noktada Kahramanmaraş’ı virüs tehdidi kapladı…

Hani Hanifi Emmi’nin ''fabrikasında koronavirüs endişesi'' demiştik ya!

Kahramanmaraş’ta korona virüs salgınının artış göstermesinin ardından, il genelinde Hayat Eve Sığar uygulamasında korona haritası da güncellendi.
 


 

Geçtiğimiz aylarda birçok bölgesi mavi olan Kahramanmaraş haritası, ekim ayında kırmızılara büründü. Bu renk değişimi bile kentteki korona vakalarındaki artışı çok açık ortaya koyuyor.

*

Acaba diyorum Hanifi Emmi’nin fabrikalarında durum ney?

Koronavirüs vakası ne âlemde?

Kahramanmaraş Valimizin bile tedbir amaçlı karantinaya alındığı iddia edilirken…

Hemen hemen Kahramanmaraş’ta her ferdin bir akrabası koronavirüse yakalandığı duyumları alınırken…

Bizim Hanifi Emmi, fabrikalarında çalışan insanların sağlığını gözetiyordur inşallah…

*

Ahhh Hanifi Emmi ahhh…

Tarihte ''Büyüklenme padişahım senden büyük Allah var'' diye söylenirmiş ya!

Bende sana ''Büyüklenme Hanifi Emmi senden büyük Allah var'' diye söylüyorum…

*

Bir şey daha söylüyorum:

Hani; Mazhar, Fuat, Özkan’ın…

''Peki peki anladık'' şarkısı var ya!

''Sen neymişsin be abi…''

Diye bitiyor…

*

Bende sana:

Sen neymişsin be Hanifi Emmi diyorum…

*

Ve soruyorum:

Bu şehrin sahibi misin?

Ali kıran baş kesen misin?

Kendi davana bakan bir rüşvetçi Hâkime tenekede zeytinyağı!!! gönderen misin?

Götürülmesi için talimat veren misin?

Yalan beyan ile yapı kayıt belgesi aldırtan mısın?

Sahi sen kimsin?

*

Son söz:

Senin fabrikaların varsa…

Paran, malın, mülkün varsa…

Bizim de yüreğimizde Kahramanmaraş sevdamız var…

Bunu da sakın unutma…