Bekir Doğan köşe yazısında Abdulhamidhan Cami’den bahsetmiş…

Aynen şöyle yazmış:

“…Dün o caminin karşısında yıkılması gereken yaklaşık 36 evin sahiplerinden bir bölümü ile sohbet ettim. Bir kısmı, seve seve veririz. Reisimizin emri başımız üstüne, evimizin yerine ev versinler hemen boşaltırız diyorlar…”

*

Yazıyı okuyunca birçok kişiyi aradım…

Dedim ki:

“Doğru mu bu?”

*

Bana söylenen aynen şunlar:

- Doğru değil tabi Mustafa Bey…

- Bekir Doğan’a telefon açtık…

- Kimle veya kimlerle konuştun? Kardeşim diye sorduk…

- Bize kimseyle konuşmadığını, tahmini olarak yazıyı yazdığını söyledi.

- Tahmini yazıyorsun da o zaman Cumhurbaşkanının “Herkesin rızasını alın” cümlesini niye yazmıyorsun, kaldı ki biz böyle bir istimlak olayına rıza göstermiyoruz. Valiye de, Müftüye ’de bunu söyledik deyince:

- Bizden özür diledi.

*

Bu şehirde kendini 30-40 yıllık gazeteci olarak lanseden bir kişi, kimseyle görüşmediği halde köşesinde birçok kişiyle sohbet ettiğini yazabiliyor…

Hem bu şehir adına büyük sorumluluğuna karşın büyük bir sorumsuzluk içinde...

İşte görüyorsunuz:

- Abdulhamidhan camii etrafındaki oturan yüzlerce insanı yalanıyla, iftirasıyla zan altında bırakabiliyor.

*

Buradan Bekir Doğan’a sesleniyorum:

- Abdulhamidhan Cami’nin ve etrafındaki işyerlerinin bir özel vakfa ait olduğunu bile bile o cami etrafındaki binaların istimlakını “Cumhurbaşkanı’nın emri havada mı kaldı?” diye nasıl yazabiliyorsun?

- Tabii ki köşe yazısı yazacaksın ama tahmini ve yalan yazmayacaksın.

- Gideceksin o insanlarla görüşeceksin, şu insanlarla görüştüm diyeceksin…

- Sonrada seni arayanlardan özür dilemeyeceksin…

- Öncelikle bir basın mensubu olarak Abdulhamidhan Cami etrafındaki insanların hakkını savunacaksın…

- Özel vakıfların değil…

- Devletim gidip, niçin o binaları istimlak etsin ve özel vakfa bağışlasın.

- Ha niçin?

- Özel vakıf biraz daha gayrı mülk zengini olsun diye mi?

*

Benden sana naçizane bir dost tavsiyesi…

Sen önce:

- İhlas Finans mağdurlarını yaz…

- Ya da mağdur ettiklerini…

- Umreye gidecekleri yaz…

- Veya gidecek olanları...

Vesselam…

Bir içli köfteye yazı yazma...