BİZDE birinin aleyhine “haber” yapılınca akla hemen...

O haberi yapanlar hakkında:

-  İftira atmak geliyor.

-  Seviyesiz laf konuşmak geliyor.

-  Belden aşağı vurmak geliyor.

-  Düzeysiz sağda solda, hatta telefonda, kendini kurtarmak adına senaryo yazmak geliyor.
 

*
 

Maalesef “bir haber veya köşe yazısı” yayınladığımız şu günlerde, iş bu noktaya geldi.

Fakat durum budur diye...

-  Bir belge geldiği zaman biz gazeteciler “haber” yapmayacak mı?

-  Seviye gözetilerek o haber hakkında gündem oluşturamayacak mı?

Yani siz güçlüsünüz…

Bizlerde emir eri...

Öyle mi?

Ama unuttuğunuz bir nokta var…

Kanal Maraş; “Güçlünün değil haklının sesi” sloganına sahip.

O yüzden…

Ne iftiranız para eder…

Ne de sağda solda kendi kendinize senaryo yazmanız.
 


 

Olay şudur:

Ekinözü Belediye Başkanı Bilal Eker hakkında Kanal Maraş geçen hafta "iki haber” yayınladı.

Yayınlanan haberde herhangi bir saygısızlık yoktu.

Şahsiyat yapılmadı.

İstifa et denmedi.

Sadece bir vatandaşa verilen dilekçe cevabı sorgulandı. "Dilekçede Büyükşehir Belediyesinin küçük düşürüldüğü ve akabindeki haberde Kadın Kolları Başkanının sekreter olarak nasıl işe alındığı? Kayınbiraderinin nasıl ilçe başkanı yapıldığı?" Vurgulandı.

Ancak Bilal Eker, sağda solda tüm basına yönelik ve şahsıma binaen “Para istiyorlar” vermeyince işte böyle “asılsız haber yapıyorlar” senaryosunu konuştuğu kulağıma kadar geldi.
 

*
 

Saygıda en küçük bir kusur edilmemiş elimize geçen bir belge sonrası edepli bir haber yapılmış, basın karşısına çıkıp bir toplantı veya yazılı bir açıklama yapacağına sağda solda şahsımıza iftira kelimeleri attığına bakar mısınız?

“Para istemişiz.”

“Para vermeyince aleyhine haber yapılıyormuş.”
 

*
 

Ne oluyoruz Bilal Bey?

Lütfen kendinize gelin.

Ve konumunuzu bilin.

Sizi ne tanırım ne de görüşmüşlüğümüz vardır.

Sadece…

31 Mart sonrası kuzey ilçelerine yaptığım ziyarette sizden de seçim değerlendirmesi almak için telefon açtım ve siz belediyeden çıkacağınızı ve mahallelerdeki işleri takip edeceğinizi söyleyerek kibarca gelmeyin dediniz.
 

*
 

O günden sonra sizi aradım mı?

Hayır…

Ekinözü ile ilgili herhangi bir haber yaptım mı?

Hayır.

Herhangi bir köşe yazımda sizden bahsettim mi?

Hayır.

Kanal Maraş istihbarat servisi eline geçen bir belgeyi haber yapınca…

Telefonumu defalarca aradınız, baktım mı?

Hayır…
 

*
 

Bilal Bey!

Hiç kusura bakmayın ama bu yaptığınıza “basına kara çalma” denir. Bu öyle harbi bir kara çalmadır ki süslü laflarla, tasavvufi incilerle örtülemez.

Ya iddianızı ispat edersiniz ya da çıkıp özür dilersiniz.

Cumhurbaşkanımız her zaman söyler: “Hukukta bir kaide vardır: Müddei iddiasını ispatla mükelleftir”
 

*
 

Bakın size bir şey söyleyeyim:

Ben bildiğiniz gazetecilere benzemem…

Doğru bildiğim her şeyi yazar, çizer, konuşurum.

Benim öyle tehditle, para isteme gibi şahsiyetinde bir kişiliğim yoktur.

Ben ticaret adamıyım…

Eğer Belediye olarak Kanal Maraş’tan hizmet almak istiyorsanız…

Yaparsınız sözleşme ve anlaşma; her tür etkinlik, festival, haber, röportaj, hizmeti sunarız.

Karşılığında da faturasını keseriz.

Hepsi budur…

Şimdi…

Hizmet aldığınız, TV, Ulusal basın gibi kuruluşlara para ödemiyor musunuz?
 

*
 

Hani Kemal Sunal filminde külyutmaz hoca vardı ya!

Onun söylediği gibi:

Anlaşmadığımız hiçbir belediyenin haberini sitemizde göremezsiniz.

Girdirmemmmm…

Anlaşmadığımız hiç bir belediyenin aleyhine en ufak bir yazı bulamazsınız.

Yazdırmammmm…

Biz çok açık ve net habercilik hizmeti sunuyoruz.

İsteyen anlaşır, isteyen anlaşmaz.

Biz sizlerin “emir eri” değiliz…

“Mazlumu” hiç değiliz.
 

*
 

Kulakları çınlasın, siyasetin renkli çehresi geçmiş belediye başkanınızda aynı hatayı yaptı.

Tüm ajanslara abone olan Kanal Maraş, geçmişte CHP Grup başkanının Ekinözü Belediyesi ile ilgili bir açıklamasını ulusal basın ile birlikte girince aynı sizin takındığınız tutumu sergiledi.

Aynı iftiraları attı.

Hatta bana telefon açarak beni tanıyor musun? Diye de tehditkâr konuştu.

Alel acele Kervanhanda toplantı yaptı.

Aleyhime atıp tuttu.

Hatta o toplantıda tüm basına öğlen yemeği verdi. 

Sonuç:

Sonuç ortada…

Demek ki…

Ekinözü’nde değişen hiçbir şey yok.

Aynı zihniyet, aynı düşünce…

Bu kafayı değiştirmediğiniz müddetçe Ekinözü bir arpa boyu yol kat edemez.

Kimse sizin düşmanınız değil.

Kimse size kafayı takmış değil.

Siz Belediye Başkanısınız Ekinözü ilçesinin büyümesi-kalkınması için uyumamalısınız…

Çünkü…

Görevi devraldığınız günden itibaren…

Sizin göreviniz:

Ekinözü ilçesini, hele hele o suyunu içmek için insanların sel gibi aktığı Ekinözü’nü; bir turizm ilçesi yapmak zorundasınız.

Tek gayeniz, tek düşünceniz bu olmalı.
 

*
 

Son söz:

Yaşça sizden büyüğüm… İster lafımı dinlersiniz, isterseniz dinlemezsiniz.

“Biz basınla uğraşmayınız… Sakın ola iftira atmayınız?”