CUMHURBAŞKANI Erdoğan, 3 ay önce AK Partili belediye başkanlarına hitaben…

Şöyle demişti:

“Yerelde yaşanacak en küçük sıkıntının, memnuniyetsizliğin bedelini ülke çapında öderiz… Çalışmalarınızı yürütürken ufkunuzu sadece şehrinizin sınırlarına hapsetmemelisiniz… Şehirlerimiz, ilçelerimiz için gayret gösterirken, hizmetin yanına tevazuu, tebessümü, muhabbeti, şeffaflığı, nezaketi de eklemeyi unutmayacağız."

Bir nebze bu sözü CHP’li olmasına rağmen Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş yerine getiriyor…

Yanı başımızdaki Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin yerine getiriyor…

Ve Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas’ın dünkü yazısında Fatma Şahin’in açıklamasını köşesine taşıyor…

Tüm belediyelere örnek olacak nitelikte olduğunu belirtiyor…

Fatma Şahin açıklamasında:

Esnafın yanında…

''Siyaseti günün zorluklarına karşı vatandaşların yanında olmak şeklinde anlayan bir belediye var... Sevgili Fatma Şahin'in Başkanı olduğu Gaziantep Belediyesi... Tedbir amaçlı kapatılan işyerlerinin sahipleri olan esnafa, 1500 lira destek verilmesi için karar alınmış. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi genelgelerle işyeri kapanan işyeri sahipleri ve çalışanlarının meskenlerde kullandığı sularda yüzde 50 indirim kararını da almış. Paket servis yapamayıp kapanan kiracılarından kira alınmaması kararına da varılmış.’’

İyi günde, kötü günde...

''Gaziantep özelinde esnafımızla kader birliği yaptık. İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta, bir ve beraber olacağız dedik ve bir model oluşturduk Gaziantep modeli, kardeşlik modeli."

Varını veren utanmaz…

"Bizde çok güzel bir söz vardır 'Varını veren utanmamış'. Zor zamanda esnafımızın yanında olmaya, en az zararla bu musibetten hem bu şehrin, hem de ülkemizin kurtulması için çabalıyoruz."

"Aldığımız kararları hızlı bir şekilde uygulayacağız. Gelen tedbirlerle daha ne yapılması gerekiyorsa sürekli istişare ederek yeni kararlar almaya devam edeceğiz. Kardeşlikle, sevgiyle, paylaşarak, birbirimizi anlayarak iyileşeceğiz."

*

Bizim Hayrettin ne yapıyor?

Belediye’ye geldiği günden bu yana kadrolaşmayı bitiremiyor…

Kalp kırmayı sürdürüyor…

Kendisine ters gelecek davranışta bulunan kim olursa olsun, ya görevine son veriyor, ya da sürgüne gönderip mobing uyguluyor…

Varsa yoksa Cumhurbaşkanımızın Twitter’ini paylaşmaktan başka bir şey yapmıyor…

Yahu arkadaş sen, Cumhurbaşkanımızın mı belediye başkanısın?

Yoksa bu şehrin ve bu şehir halkının mı?

Cumhurbaşkanımızın söyledikleri bir emirse, o emri niye yerine getirmiyorsun?

Niye?

Bak Fatma Şahin hanıma…

Sen, geçmiş olsun twitleri paylaşırken, o projelerini paylaşıyor…

Arada 60 km fark var…

Bu kadar fark; 60 km yoldan mı, yoksa kitap yazmaktan mı oluşuyor?

*

Bak sana bir şey diyeyim mi?

Gerçekten Fatma Şahin; belediyeciliğin kitabını her alanda yazıyor, matbaa da değil sahada yazıyor.

600 km uzaktaki Mansur Yavaş ile 60 km yanı başımızdaki Fatma Şahin belediyecilik ile ilgili ders veriyor ders…

Sen kalkıyorsun babası gazeteci olan ve 11 yıldır KUDEB de gecesini gündüzüne katmış ve bu şehirde projelere imza atmış bir anneyi kuzey ilçelerine cezalandırma gibi sürgün ediyorsun…

Güya babasına kızıp kızından öç alıyorsun?

Sevsinler senin belediyecilik anlayışını...

Şöyle bir etrafında söylenenlere kulak kabart…

Hele hele en yakınında olanların konuştuklarına…

Senin hakkında hiç de iyi laflar söylenmiyor…

Mutlaka kulakların çınlıyordur…

*

Etrafında olanlardan bazıları diyor ki:

Boş kaldığında sosyal medyada beğen ve yorumlar ile paylaşımlarda bulunanları inceliyormuşsun?

Sonra da talimatlar verip…

Beğen yapan ve yorum yazan ile paylaşımda bulunanlara telefon açtırıyormuşsun?

Bak sana bir dost tavsiyesi:

Öyle yatak da yatarak veya arabayla bir yere giderken, kim neyi beğenmiş, kim hangi yazıya yorum yazmış veya paylaşmış diye sosyal medyada çok dolaşma…

Genel sekreterin de, öyle ilçe belediyelerine telefon açarak, Mustafa Karaaslan’ın yazılarına beğen yapan veya paylaşan kişilerin isimlerini vererek kendince gözdağı verdirme…

Alimallah saplantı haline dönüşür, bu şehre yapacağın hizmeti unutursun…

*

Bak bir şey daha diyeyim mi sana:

Aşı olarak bu şehre tutmadın…

Sevilmedin…

Kendini sevdiremedin…

Gideceğin günler yaklaşıyor…

Sen bu şehirden, günün geldiğinde gideceksin…

Biz bu şehirde Allah ömür verirse yaşamaya devam edeceğiz…

Şu son günlerinde çok beddua alma…

O görevden alıp yerlerine getirdiğin ısmarlamalar var ya! Onlar da bir bir gidecek…

Bu şehir bu şehrin çocukları tarafından yönetilecek…

Öyle dışarıdan ısmarlama olarak gelenlerle değil…

*

Son söz:

Seni buraya gönderen Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarında dediklerini harfiyen yerine getir…

Yoksa Sayın Cumhurbaşkanımıza İhanet içerisinde olduğunu haykırırım…

Ve sesim taa külliyeden duyulur…

Demedi deme…