HANİ Halk dilinde söylenir ya!

“Her rengi boyadın bir fıstığı yeşili kaldı.”
 

*
 

Bizim İmam(!) da aynı o durumda…

Olay şudur:

Bir camimiz de imam(!) olan zat-ı muhterem; izin mi almış? Yoksa rapor mu? Belli değil, Maraş’tan İzmir fuarına gitmiş…

Gidebilir mi?

Tabi ki gidebilir…
 

*
 

Ancak…

Ne görelim…

Edeler Diyarı TV adıyla elinde telefon geri alandan canlı yayın, bir nevi kameramanlığını ve sipikerliğini yapıyor...

Canlı yayın yaptığını nerden anlıyorsun kardeşim derseniz…

Sesinden…
 

*
 

En çok da neye şaşırdım biliyor musunuz?

Oyun havası çalınırken bay-bayan oynayanlara İmam Efendi(!) “ver coşkuyu te te” diyor.
 

*
 

Aklıma birden hocaların sözü geldi:

“Mahrem var ortada mahrem”
 

*
 

Eeee bizim İmam(!) Efendi M. N. bu…

Mahrem muhrem de neymiş…

Nasıl olsa İzmir şehrinde…

Kim görecek, kim tanıyacak?

Hem de onur konuğu Kahramanmaraş olduğuna göre…

Oynayanlara kenardan birde coşku veren biri olacak değil mi?

Hele bu da bir cami imamı(!) olursa?

Değme oynayanların keyfine…
 

*
 

Yok, kardeşim yok…

Güvenlikçiydi, akbel personeliydi, zarttı, zurttu…

Şimdi bir de İmam’ımız(!) çıktı…

Bacanak hikâyesini bilirsiniz ya…

Aynı o misali…
 

***
 

ŞEREF DERE, ŞEHİT BABASINDAN PARA ALDIN MI?
 

Hani bizim bir Şeref Dere’miz var…

SGK Kurumunda güvenlikçi…

Edeler Diyarı Derneği kurup onun üzerinden TV adıyla facebook’dan yayın yapan.

Sabah namazlarına çağrı yaparak insanları bir camide toplayıp namaz kılan…

Herkesi o camiye davet eden.

Bu etkinliği de kendi sosyal medya hesabından boy boy paylaşan…
 

*
 

Allah var, insanları bir araya getiriyor, hem de sabah namazlarında aferin diye içimden geçirirdim.
 

*
 

Ancak önceki gün bir dostum yanıma geldi…

Laf döndü dolaştı Şeref Dere’ye geldi…

Bende arkadaş; sabah namazı için insanları bir camiye namaz kılmak için çağırıyor, ne güzel işte deyince…

Dostum parladı…

Ne diyorsun kardeşim…

O dediğin zat, o sabah namazlarında insanları niye çağırıyor biliyor musun?
 

*
 

Bir an şaşırdım…

Ne cevap vereyim diye düşünürken…

Dudaklarımdan…

“Oyun havası eşliğinde oynamak için değil tabi ki, namaz kılınması için çağırıyor” dedim.
 

*
 

Yahu geç kardeşim bu safsataları…

O dediğin şahıs, benim kardeşim yani şehit babası abimden, bir sabah namazında toplanan kalabalığa kahvaltı için para istemiş…

Abim de kuzu kuzu çıkarıp vermiş…

Yüreği yangınlı abim…

Düşünebiliyor musun Sayın Karaaslan…

Şehit babasından, sabah namazı etkinliğine insanları çağıran şahsiyet para alıyor…
 

*
 

Şimdi soruyorum sana:

Şehit babasından alıyorsa herkesten alır mı?

Bende cevap yok…

Ne namazından bahsediyorsun?

Deyince…

Dondum kaldım…

Ne diyeceğimi bilemedim…
 

*
 

Eğer ki; Bir şehidimizin babasından, sabah namazı için topladığı kalabalığa kahvaltı yedirmek için para istiyorsa?

Ve o kalabalık bu kahvaltıyı yiyorsa?

Ki, o kalabalık şehit babasından para alındığını bilseler o kahvaltıya ellerini bile sürmezler.

Şimdi buradan bir fetva verirdim amma…

İşte amması var…

Ben fetva işini Sayın Müftümüze havale ediyorum...

Başka da bir şey demiyorum.