Çocukluğumu hatırlıyorum…

 

Evimiz toprak…

 

Ayağımızda ayakkabımız yok…

 

Giyecek desen bayramdan bayrama…

 

Zahireyi yazdan tutmadığımız zaman açız…

 

Benzin almak için akşamdan sıraya girmeler…

 

Şeker Kuyruğu, Yağ Kuyruğu…

 

Filmlere konu olmalar…

 

Büyüklerimiz Çeltik sulamaya giderdi…

 

İş ne gezer…

 

Çocukların elinden tutan anne, babalar, ‘eti senin kemiği benim’ der, berbere, tamirciye, çırak verilirdi…

 

Haftalığı bile sorulmazdı…

 

Vesselam eski Türkiye’de hep bunlar vardı…

 

Rahmetli Özal ile bir nebze olsun bu halkın cesareti hâsıl oldu…

 

Teşvikler…

 

Fabrikalar…

 

Yeni yeni iş kapıları açıldı…

 

Derken 2002 de bu ülkenin kör talihi değişti…

 

Bir yiğit çıktı…

 

Şiir okudu…

 

Hapse atıldı…

 

Yılmadı…

 

Yıldırılamadı…

 

Onunla bir değişim başladı…

 

Hani 2009 da “One minute” dedi ya!

 

Kalplerde yer etti…

 

Her cephede diriliş başladı…

 

Sağlıkta…

 

Eğitimde…

 

Ulaşımda…

 

Teknolojide…

 

Kısaca, Türkiye o kör döngü içerisinde yıllardır bazı siyasetçiler tarafından uyutulan insanlarımızın silkelenmesiyle, küllerinden yeniden doğdu…

 

Her yer şantiyeye döndü…

 

Köprüler, havaalanları, otoyollar, denizin altından giden metrolar ve arabalar…

 

İnşaat binaları birer birer yükselmeye başladı…

 

Ev beğenmez olduk…

 

3+1 daireler neymiş, 4+1 olsun, yok yok 5+1 en iyisi demeye başladık…

 

Arabamı dediniz?

 

Araba beğenmez olduk…

 

Murat 124 den, şahin ve doğan tarih oldular…

 

Alamancıların bindikleri arabalara biner olduk…

 

Avrupası, Amerika’sı bize ters gözle bakmaya başladılar…

 

Nasıl alaşağı etmek adına plan kurmalar...

 

Ergenekon, balyoz, davaları ile bir kafa karışıklığı hasıl olsa da…

 

15 Temmuz Darbe girişimi neticesinde lanetullahçılar açığa çıktılar…

 

Dedim ya!

 

Bir yiğit vardı…

 

Yıkılmayan…

 

Yıkmaya kimsenin gücü yetmeyen…

 

Her ne kadar birileri akıllı telefon hakkında kullanmayın diye vaaz vermeye kalksa da, o akıllı telefon ile halka seslenmesi karşısında sel olan, tankın altına yatan, uçağa taş atan o insan selini durdurmak mümkün müydü?

 

Tarih hep şanlı geçmişimizden bahseder…

 

Kim durabilmiş ki, bu halkın karşısında…

 

Bu milletin karşısında…

 

Üç beş çakal durabilecek…

 

Ve bu yiğit halkına diyor ki…

 

Türkiye yeni bir sisteme geçmeli…

 

Cumhurbaşkanlığı sistemine…

 

İleri devletler ekonomisine ulaşmak adına…

 

Güçlü bir Türkiye adına…

 

Bu sistem gelmeli diyor…

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aynısını diyor…

 

İki büyük Devlet adamı…

 

İki büyük Milletini seven lider…

 

Şöyle bir geriye bakacak olursak…

 

Türkiye’nin nerden nereye geldiğini her insan görmeli…

 

Ve bu değişen Türkiye için…

 

Çocuklarımız için…

 

Torunlarımız için…

 

#BaşkanlığaEvet

 

#ErdoğanaEvet

 

Diyorum…

 

YA SİZ?..