ATALARIMIZ demiş ya!

''Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın''

Maalesef dün sosyal medyada Bugün Gazetesi tarafından çekilip Büyükşehir Başkanı Hayrettin Güngör ile ilgili bir video yayınlanınca hemen altına yorumlar yazılmış:

Bu videoyu ''Mustafa Karaaslan mı çekti'' diye…

Yanlışları en çok Mustafa Karaaslan dile getirdiği için…

Saygıdeğer takipçilerimizin böyle yorumlarda bulunmaları normal…

O bu değilde, bizim anlı şanlı Cemiyetlerin bir araya geldiği komisyonumuz karar almıştı…

Ve bu karara hepsi birden imza atmıştı…

Karar aynen şöyleydi:

''Gazeteci Cemiyetleri olarak aldığımız yukarıda kararlara uymayan haber siteleri/yöneticileri ile ilgili tüm cemiyetlerimiz ortak tavır sergileyerek bir bildiri yayınlayacak ve ilgili kişi/site bu çalışmadan yararlanamayacaktır.''

Şimdi bu Cemiyet Başkanlarının Bugün Gazetesinin yayınladığı video hakkında nasıl bir bildiri yayınlayacağını vallahi çok merak ediyorum…

Bugün Gazetesi hangi çalışmadan mahrum bırakılacak?

Hangi çalışmadan yararlanamayacak?

Veya hangi ambargo uygulanacak?

Bekleyip görelim…
 

***
 

KALE GİRİŞİNDEKİ KALIPLARI NİYE SÖKTÜNÜZ?
 

HERKESİN malumu Büyükşehir Belediyemiz, Kahramanmaraş Kalemizin girişine karşılıklı iki adet beton dökülmesi için kalıp çaktırmıştı…

Herhalde vatandaşların girişi için bilet yeri yaptıracaktı…

Kalemizin 1.derecede sit alanı olduğunu bilmeyen mi diyelim ne diyelim? Kim nasıl ve ne şekilde emir verdiyse, tarihi kaleye bugünün betonunun dökülmesinin hata olacağını bilmemeleri büyük bir olaydı.

Ve bu olay haberi gündeme taşıyan Kanal Maraş haber merkezi, ''yapılan işlemin sakıncalı olduğunu ve hapis cezası uygulanabileceğini'' belirtmişti…

Haber yayınlanır yayınlanmaz alel acele kalıplar söküldü…

*

Hani Nasrettin Hocanın ciğer hikâyesi gibi…

Sevgili Hayrettin Başkana soruyorum:

Yanlıştı o kale girişine beton kalıpları niye yaptırdınız?

Doğruydu o kalıpları beton dökmeden niye söktürdünüz?

*

Demem odur ki:

Gelin bu inattan vazgeçin…

Bu şehrin içinde yaşayan ve bu şehrin hafızasını bilen kişilerle barışık olun…

Siz el uzatırsanız bu şehrin insanları el uzatır…

Bakın Bugün Gazetesinin yayınladığı videoda halk sizin için ne diyor…

Kırın bu döngüyü…

Yıkın içinizdeki kale duvarlarını…

Kimse size düşman değil…

Siz el uzatmadığınız için her geçen gün yalnızlığa doğru gidiyorsunuz…

Belki farkında değilsiniz…

Ancak bu gidişat hiç iyi değil…

Her geçen gün etrafınızda sizi eleştiren kişi ve kurumlar çoğalır…

Bunun önüne geçmek sizin atacağınız sevgi saygı çerçevesindeki adımlarınız belirleyecektir…

Ben benim derseniz…

Bu şehir insanı tarihten bu yana kadar hiç kimseye boyun eğmemiş size hiç eğmez…

Siz ki bu şehrin kaldırımlarında çocukken hiç düştünüz mü?

Dizleriniz hiç kanadı mı?

Gazi ortaokulun bahçesi olsun, Kara lisenin bahçesi olsun hiç o toprak sahada top oynayıp sendeleyerek eve gittiniz mi?

Siz hiç o kalemizin burçlarına çukur hamamının oradan çıktınız mı?

Siz hiç; çiçek, şan, atlas, renk ve Bingöl sinemalarına gitmek için yola çıkıp o seyyar Kavurmacılardan ekmek arası yaptırıp yediniz mi?

Yağları elinize doğru aktı mı?

Uzun oluk çeşmesinden eğilip kana kana su içtiniz mi?

Gelin bu inadınızdan vazgeçin…

Doğru bir tanedir…

Öyle afra tafra yapmakla kimseyi dize getiremezsiniz…

Bakın Mahir Ünal Bakanım sizin için aylarca çırpındı…

Toplantı üstüne toplantı yaptı…

En son ''ben artık yokum'' dedi…

Ve siz ki; ilçe belediye başkanlarıyla yaptığınız bir toplantıda ''beni eleştiren yerel basınla kim yakınlık kurarsa o ilçe belediye başkanına bile cephe alırım'' dediğiniz iddia edildi…

O ilçe başkanlarıyla bu yerel basın yıllardır iç içe…

Gönül gönüle bir bağ kurmuş vaziyettedir…

Bu bağı ne siz, ne bir başkası yıkamaz…

Bu kibir…

Bu büyüklenme…

Ben benim dediğiniz huyunuzu bir iyice düşünün…

Bu şehir Kahraman bir şehir…

Ve bu şehirde; yaz-kış, yağmur çamur kar demeden görev yapan her bir yerel basın mensubu arkadaşlarımızda kahramandır…

Ve bu kahramanlara Cihan Ahmet Cesur’un söylediği gibi:

''Omuzuna dokunmanız yetecektir… Her şey kitapta yazmaz, her şey kanun, yönetmelik ya da mesleki yeterlilikle halledilmez. Sevgi lazım, saygı lazım, içtenlik lazım.''

Davet sizden icabet etmek bizden…